1174 entry daha
  • bu guzelim ulkede gecen yasadigim bir aniyi anlatmak istiyorum.

    cogunlugunun fin oldugu cok uluslu bir komitede organizasyon ekibindeyim, finlandiya’nin en buyuk kayak etkinliklerinden birini duzenliyoruz. 60 civari ulkeden 7 bin civari yarisci ve seyircinin geldigi bir etkinlik.

    3 haftadir toplantilarda konustugumuz bir sey var:

    - yemekleri birebir yetirmek, 1 tabagi bile cope atmamak.
    - sifir karbon veya en minimumda etkinligi sonlandirmak.
    - geri donusturulebilecek her urunu geri donusturmek.
    - bir urun alirken mumkunse ucretsiz, degilse korkunc bir fark olmadikca yerel ureticiden almak.

    ben de merak ettim sordum en tepemizdeki isime, devlet regulasyonu bu sanirim (butun butceyi finlandiya devleti veriyor) eger kosullari yerine getirmezsek yaptirimi nedir diye kadin dedi ki “hayir, tamamen kendimiz istiyoruz. 20 yildir da boyle, gelecege olan sorumlulugumuz bu dedi.”

    butun bu yaptigimiz fedakarliklar, butcenin neredeyse %15’ini ayirdigimiz plan tamamiyle kendi insiyatifiymis organizasyonun. 3 milyon euroluk (italya gecen sene birebir ayni etkinlige 20 milyon harcamis) bi proje bu, siz hesaplayin.

    normalde saydigim bu gereklilikler icin minimum 70 calisana ihtiyacimiz var etkinlik suresince, ilan vs. vermememize ragmen 800 gonullu basvurdu. cogu da cocuguyla ve basvuru motivasyonlarinda “cocuguma cevre duzeni bilinci kazandirmak” “sizlere yardimci olmak, cevreye yardimci olmak” gibi seyler yaziyor.

    bu bilince gelir miyiz turkiye olarak bilmiyorum, sohbet arasinda soruyorlar mesela digerlerine bana “sizin ulkenizde nasil olurdu bu etkinlik?” diye cok ruhum daraliyor bir dusununce. umarim gelecekte daha iyi gunler yasar turkiye.
198 entry daha
hesabın var mı? giriş yap