istanbul'dan mektup
-
canim
uzandigin yerde yaziyorum
yorgunum pek
aynada yüzümü gördüm adeta yesil
havalar soguk yaz gelmeyecek
haftada otuz liralik odun lazim
basa cikalir gibi degil
sofada demin is görürken battaniyemi aldim sirtima
camlar cerceveler kirik
kapilar kapanmıyor
burda barinmamiz imkansiz artık
tasinmali
ev yikilacak üstümüze
kiralar da pahali mi pahali
sana bunlari ne diye anlatırım
üzüleceksin
derdimi kime dökeyim
kusura bakma
ısınsa iyice ısınsa ortalık ama
hele geceler
bıktım usandım üşümekten
rüyalarımda afrikaya gidiyorum
cezayirdeydim bir sefer
sıcaktı
alnımı bir kurşun deldi
bütün kanım aktı ama ölmedim
bana bir hal geldi
cok ihtiyarladigimi hissediyorum
halbuki biliyorsun
henüz kırkıma basmadım.
cok ihtiyarladigimi hissediyorum söylüyorum da
söyleyince de kızıyorlar konferans dinliyorum herkesten
her neyse
bu bahsi kapat
paraguay halk türkülerini caldi radyo
bunlar dikenli bir yapragin üzerine
askla günesle insan teriyle yazilmis
aci da umutlu da
bayildim paraguay türkülerine
adviyeden mektup aldım
beni cok göresi gelmis
beni hic unutamiyormus
sastim da kaldim
yillardir
sen memleketten gittin gideli
ne kapımı caldı
ne bir haber yolladı hatta
hatta sokakta karsilastik bir bayram sabahı
basini cevirip gecti
en yakın arkadastık
ama arkadaslık agaca benzer
kurudu mu yesermez artık
ben cevap yazmadım
neye yarar
evime bile gelse simdi söyleyecek lakırdım yok
düsmanlıgım da yok elbet
otursun güle güle
zengin bir koca bulmus
hastalıklı biseymis adam manyagin biri
halbuki adviye ne canlı kadındı
gidip baktım oglumuza
pembe kumral uyuyor mışıl mışıl
yorganı acılmıs örttüm
bir kara haber de verdi bu akşam radyo
irene joliot curie ölmüş
daha gençti
yıllar var
bir kitap okudumdu
ölenin anası üstüne yazılmış
bir yerinde iki kız çocuğundan bahseder
satırlar gözümün önüne geldi
sarışın iki yunan heykeli gibi der
işte bu çocuklardan biri öldü
bilmem ki nasıl anlatsam
büyük bilgin
büyük adam
ama şimdi lösemiden ölen o sarışın kız çocuğu da
bu ölüm bana çok dokundu
irene joliot curie için ağladım bu akşam
ne tuhaf
irene deselerdi irene
öldüğün zaman deselerdi
istanbullu bir kadın hem de hiç tanımadığın
ağlayacak arkandan deselerdi şaşardı
kocası geldi aklıma
bir mektup yazsam başsağlığı dilesem diye düşündüm
adresini bilmiyorum ama
paris frederic joliot curie desem gider miydi
bir de fransız yazarı öldü
gazetede okudum
adını bile duymamışındır
cok ihtiyardı zaten
üstelik de egoist sinik cenabet herifin biri
herseye alay etmis ömrü boyunca
hicbirseyi hic kimseyi sevmemis
bir köpeklerle kedileri
ama yalnız kendininkileri
mülakat vermis ölmeden bir kac gün önce
ölümü alaya alıyor aklınca
ama belli dehsetli de korkuyor
resmi de var
büyük annemizi erkek yap
tepesine bir takke koy, iste herif
korkunc bir yalnızlık içinde sıska bir ihtiyar
ona da acıdım
belki büyük annemize benzediginden
belki de yalnızlıgına
...
sana bir müjdem var
okumayı öğreniyor tembel oglun
ebeyi söktü kereta
tut kos kitap kalem canta
mükemmel degil mi
her harfi biseye benzetiyor
a bir evmis
b göbekli bir adam
t bir keser
ödüm kopuyor diye tembel olacak diye
hep ona is yaptırmak istiyorum
kız olsaydı kolaydı
kadınların her yasta her is gelir elinden
ama bes yasında bir oglan ne is becerebilir
ah bir ısınsa havalar
ısınacak
uzadıkca uzadı mektubum
kendine iyi bak
bana hemen cevap ver
beni unutma
bana hemen cevap ver
akıllıdır münevver
nasıolsa ne yapıp eder falan filan diye kendini avutma
sensiz perisanım
beni unutma
kendine iyi bak
gözlerinden öperim canım
güzel geceler
kendine iyi bak
bana hemen cevap ver
dertlerimi aklında tutma, unut
beni unutma
nazım hikmet.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap