• sabitlenmiş entry
    (bkz: immanuel kant)
  • 15 entry daha
    • sevan nişanyan'ın "neyin nesidir, nereden gelmiş, bir fikrim yok. hiçbir sözlükte bulamadım. bilen varsa haber etsin lütfen." diyerek veryansın ettiği, ancak ekşi sözlüğe bakınca hakkında bir sürü 'entry' girildiğni görüp, kitleler tarafından bilinir olduğuna kanaat getirdiği kelime olmuştur. bugüne değin immanuel kant hariç, kant ne demek bihaber olduğumdan yazısı oldukça ilgi çekici geldi.
      yazıdan bir kesit kopyaladım buyrun:

      "...türkçenin kayıp katmanlarında varlığını sürdüren bir başka antika kelime, şekerli sudan yapma bir tür içecek olan öteki kant. ekşi sözlüğe baktım, ohoo, bir sürü entrysi var, o kadar da bilinmez bir şey değilmiş. bunun aslı arapça kalın k ile qand, şeker kamışından elde edilen külçe şeker. arapça sukkar qandî akide şekeri gibi şekerleme. bu deyim 1200’lerde fransızcaya, oradan ingilizceye sugar candy biçimiyle girmiş. son yüz yıl içinde candy ayrıldı, bağımsız kelime olarak “şekerleme” anlamında kullanılıyor.

      hem qand, hem sukkar sözcüklerinin nihai kökeni hintçe. bu da normal, çünkü şekerkamışı tropik hindistan’dan gelen bir bitki, şekeri icat edenler de hintliler. eski hintçe sakkara şeker, kandu da külçe demekmiş. oradaki o üstü şeyli s nedir diye sorarsan, /s/ ile /ş/ arası fışıltılı s sesi. türkçe şeker ya direkt hintçeden, ya da başka bir aracı dilden alınmış olmalı, ta ortaasya yüzyıllarında, uygurlar devrinde. avrupa ulusları ise şekeri araplardan öğrenmişler. o yüzden arapça sözcüğün ilk hecesindeki /u/ sesi aşağı yukarı bütün avrupa dillerinde görülüyor, sugar, sucre, suiker, zucchero, zucker, azucar, cukier, cukor vesaire. biz arapçadan alsak türkçesi sükker olurdu. osmanlıcada bu biçimi de kullanılır ayrıca."
    25 entry daha
    hesabın var mı? giriş yap