• bir gün aklı başında bir siyasetçinin çıkıp söyleyeceğini ve hatta söylemekle kalmayıp hayata geçireceğini düşündüğüm güzel bir hayal, rüya, düşünce...

    herkes üç çocuk doğursun doğurmasına da çocuk psikolojisinden anlamayan, doğurup sokağa salan, başından gitsin diye kreşe veren, sussun diye televizyonun karşısına oturtan, arkadaşlarıyla rahatça sohbet edebilmek için çocuğunu eve bırakıp giden, alışveriş yaparken ayağına dolanmasın diye çocuğunu arabaya kilitleyen, okulda yaşadıklarını heyecanla anlatan çocuğuna sus diyen, ağlıyor diye döven, dayak yedikçe hırçınlaşan çocuğunu daha çok döven ebeveyinlere kim "böyle yapılmaz!" diyecek?

    evlenecek gençlere ideal anne, baba olmanın inceliklerini anlatacak bir kurum açılmalı. herkes en az iki ay bu kurumda ders görüp karşılığında sertifika almalı. evlenme dairesine başvuran herkese "arkadaşım sen çocuk nasıl yetiştirilir ve çocuk psikolojisi dersi aldın mı, hani sertifikan?" diye sorulmalı. üniversite diploması olanlar bile bu dersi almalı. ama adam gibi anlatılmalı bu ders. öyle torpil falan işlememeli. "derse gelme, soruları verim sana" mantığı işlememeli.

    sonra ne olacak? herkes mutlu mesud mu yaşayacak? hayır tabiki öyle olmayacak, çoğu insanın bir kulağından girip ötekinden çıkacak ders konuları. ama bu dersler sayesinde bir çocuğun hayatı kurtulacaksa, o hayat kurtarılmalı.

    --------

    yıl 2000. 7 yaşında ufak tefek bir oğlan çocuğuydu hakan. uzun uzun kirpikli, koca gözlü dünya tatlısı bir oğlandı. annesi hiç ilgilenmiyordu çocukla, salıyordu sokağa karnını doyurdu mu, tuvaleti var mı hiç umrunda olmuyordu akşama kadar. babasının sokak ortasına dövdüğüne kaç kere şahit oldum allah bilir. mahallelinin gözünde çok hırçın bir çocuktu hakan. çocukları döver, hırsızlık yapar, camları kırardı. ama nedense bana hiçbir şey yapmazdı. beni görünce nasılsın ablacım? derdi. çünkü ben onun saçını okşardım, severdim. annesi, babası, arkadaşları, öğretmenleri gibi davranmadım ona. herkes ona tü kaka derken ben sevdim. sonra ne oldu o çocuğa biliyor musunuz? akıl hastanesine aldılar. onun hakkında duyduğum son şey buydu. ve şimdi ne yaptığını çok merak ediyorum.

    vicdan azabı çekiyorum hakan, baban seni evire çevire döverken elinden almadığım için, herkes gibi kenarda seyrettiğim için vicdan azabı çekiyorum. ama sen şimdi 16 yaşlarında bir delikanlı oldun anlarsın beni, çünkü ben de büyük değildim, gücüm yoktu...

    --------

    edit: bir çocuğun hayatı kurtulacaksa, o hayat kurtarılmalı.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap