5 entry daha
  • esasen iki farklı alanda incelenmesi gereken mükemmel müzik alt-türü

    afro-cuban jazz

    aslen küba'da, otuzların ortasında* ortaya çıkarılmıştır. ancak orada neler olup bittiği de bir muammadır. nedense kırklarda abd'ye yayılan akımın aksine feci merak edip yeterli bilgi sahibi olamamaktan yakınırım. bu nedenle -ne yazık ki- latin caz benim icin şöyle başlar:

    her şey 1946'da mario bauza ve dizzy gillespie'nin (burada stan kenton'dan da bahsetmeden olmaz. dizzy'nin latin cazda bu denli başarılı olmasının nedenlerinden biri de kendisinden bu konuda çokca istekte bulunması, bir anlamda onu güneye inmeye zorlamasıdır.) cubana be ve cubana bop yapmasıyla; bir başka deyişle küba ve ispanyol tarzını be-bop'a aktararak bambaşka bir tür yaratmalarıyla oldu. dizzy be ve hard bop'ta ustalaşmak üzereydi. bu esnada bir başka efsane ray barretto ise piyanodan saksofona geçerken perküsyonist chano pozo ile anlasmıştı. iste bu üçlü*, "latin caz" denen mükemmel müzigi oluşturdu. başlarda latin swing olarak bilinse de alto saksofona iyice alışan barretto swing'den caza gecme hadisesinde başı çekiyordu. dizzy her anlamda ispanyol melodilerine aşıktı. ardından, yayılan bu akıma zamanla charlie parker, danilo perez, gonzalo rubalcaba gibi usta isimler de dahil oldu.

    bir diğeri ise brazilian jazz.

    brazilian jazz; aslında cok daha eskilere, yirmilere dayansa da yandaşı afro-cuban gibi kırklarda biraz yükselişe geçmiş,* ancak esas etkisini altmışlardan yetmişlere ilerlerken ortaya koymuştur. tenor saksçı stan getz altmışlardaki brazilian jazz önculerinden biri olup, esasıenbu müzigi popüler eden sergio mendez'i etkilemiştir. -burada cal tjader'ı anmadan olmaz- bana kalirsa, yetmişlerde brazilian latin jazz'a altın çağını yaşatan isim eumir deodato'dur. (bkz: latin flute) (bkz: super strut) gibi parçalarda "blue note"lara brezilya kıyılarından can vermiştir.

    seksenler/doksanlardan günümüze kadar eliane elias ve luciana souza da bu tarzı yüceltmektedirler
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap