286 entry daha
  • yapılan yorumları ve eleştirileri okudum ve kendi tecrübemi aktarmanın iyi olacağına karar verdim.

    hemen baştan söyleyeyim be oyunu steam üzerinden oynuyorum. yani parayı bastırdım aldım orcinal orcinal.

    grafiklerde kimi korsan ve orijinal oyun sahibinin yaşadığı sorunları (amc leri çifter görmek falan) hiç yaşamadım, ama ben oyunu 9.2.0 updateinden itibaren oynamaya başladım, dolayısıyla bunlar o patch ile düzeltilmiş şeyler olabilir.

    aşırı sakatlık gibi bir sorun asla yaşamadım. bu sakatlık ve abuk maç sonuçları konusunda korsan kopyalara özellikle konulmuş bir bug (yani bir şekilde activation ı ile oynanmış kopyada yürürlüğe girip adamın ağzına soçan) olması olasılığı kuvvetle muhtemel. internetteki ingiltere menşeyli bloglardan ve genel fm community den daha otoriter bir kaynağım yok bu iddiada bulunurken ama eğer si böyle bir şey yaptıysa şaşırmam. hatta bir ara 9.2.0 patchinden önce kimi orijinal kopyalarda da bu bugın aktive olduğuna dair söylentiler çıkmış benim eski forumlardan çıkarttığım kadarı ile.

    şimdi gelelim benim tarihçeme. ben efsanevi 2001 versiyonundan beri fm ya da başka herhang bir menajerlik oyunu oynamadım. o zamanlarda da uzman oldum lan ben diyecek kadar zaman harcamadım efor sarfetmedim. şimdi taptaze yaşı geçkince bir menahjerlik oyuncusu oalrak tekrar çıktım piyasaya. tüm oyunlara geçmişte yaptığım aban, yala yut, bitir, parçala, oyundan bıkana kadar oyna sonra at köşeye pratiğinden sıyrılmaya karar verdim ve hayatımda ilk defa olarak (şartların da zorlamasıyla) bunu becerdim.

    buradan galatasarayı fenerbahçeyi alıp şampiyonlar ligi şampiyonu yapmaya kasan arkadaşlara sesleniyorum. bir menajerlik oyunundan keyif almak için bir ülkedeki en alt ligden bir takımı alıp yükseltebildiğiniz kadar yükseltmek, başka takımlardan teklif almak. kariyerinizde sıçramalar yapmak inanın tuttuğunuz takımı atıl kurt modunda kupalara salmaktan daga eğlenceli.

    ben oyuna beylerbeyi ile başladım. neden? çünkü top training ve excellent youth facilityleri var. dahası galatasarayın pilot takımı olduğu için hem her sene bir sürü beleş ve iyi loan oyuncusu geliyor hem de senede bir buçuk ila iki buçuk milyon dolar arasında para. fm bu miktarı rastgele olarak sene başında belirliyor. üstelik beylerbeyi 2008 de ikinci lige yükseldiği için takımın idaresi de müsamahakar ve beklentileri düşük.

    ilk sene hiç transfer parası yoktu. ikinci ligde (yani süper lig ve bank asyadan sonraki üçüncü seviye ligimiz) yabancı oynatma hakkımız da yok. ancak turkish trial day de süper bir amc bulunuyor genelde adı da emrullah güvenç. eğer mutlu edebilirseniz süper lig seviyesinde bir topcu ve haftada 500-600 dolar arasına razı edebiliyosunuz. sonra bir dl/wbl/ml olarak özgür çek, ki 18 yaşındaki bu genç yetenek 2008 de bedava geldiği ve haftada 400 dolara oynadığı beylerbeyine dört sene sonra gençlerbirliğine tam 8 milyon dolar artı degeri 3 milyon olan başka bir topçu karşılığında giderek ihya etmiştir, takımınızın vazgeçilmez elemanı. 20 li yaşlarında süper ligin en iyi komple sol taraf oyuncularından birisi. aslında training ile aml bile oyanayacak hale gelir. takımda bir iki tane 30 larında olup da haftada 700 - 800 dolar alan emektar var ki hiç acımadan üstüne para istemeden yolluyoruz free transfer ile. nitekim wage budget sadece 5500 ve board bunun 600-700 üstüne çıkmama izin veriyor ama daha fazlasına değil.

    oyunun rastgele yarattığı genç oyunculrdan zekai zorlu (oyun her sene youth team için oyuncu yaratıyor elbette) büyüyünce rene adler kadar iyi olacak bir kaleci adayımız. bu inanılmaz talihimin üstüne gidip 34 yaşındaki kalecim haliti takımdan kesip 16 yaşındaki zekai yi en iyi antreman maçtır felsefesiyle ilk maçtan kaleye koyuyorum. zekai sonuçta tam 17 sezon takımda kalarak ve 24 yaşından itibaren a milli takım kalesini önce ara ara sonra ise sürekli koruyacak hale geliyor. beylerbeyinin youth team süper çalışıyor zaten, hemen her sene a takıma ileride monte eidlecek bir adam çıkıyor. mesela 2012 yılında adem reçber isimli aml/ml pozisyonlarında oynayan arkadaş arda turan kailtiesine ulasmayı beceriyor 2017 itibari ile. demem o ki youth team den oyuncu çıkartmak ve onların adam olmasını görmek (ve satıp milyoner olmak) süper zevkli. hemen burada bir anterman parantezi açalım. training sandığınızdan daha da önemli. yapmanız gereken ilk iş paraya kıyıp en iyi koçları bulmak. muhakkak iyi bir youth coach ve goalkeeping coach ayarlamak lazım yoksa bırakın gençleri büyütmeyi mevcutları bile oldukları düzeyde tutmak zorlaşıyor. eğer training ayarlarıyla uğraşamam diyorsanız buyrun burada yapılmışı var. hem youth team içn hem büyükler için her pozisyona özel antreman programı.

    http://www.freewebs.com/tugstraining/

    efendim şansımız yaver gidiyor ve galatasaraydan ilk sene murat akça ve semih kaya isimli iki süper yetenekli dc kiralık olarak yollanıyor. fm dunyasında semih de murat da sonraki yıllarda bir kaç kez a milli olacak kadar gelişiyorlar (ben kendi adıma bunda bir payım olduğu için mutluyum gururluyum, maksat türk futboluna hizmet etmek). zaten media predicitonı 3. lük olan takımımız semih ve muratın sağlam defansı, özgür çek in sol kanadı bir şahin gibi mudafaası ve emrullah güvenç kardeşimizin amc deki muhteşem performansı ile ikinci lig birinci grupta ikinci olarak şampiyonluk grubuna kalıyor. adanademir spor gibi duayenlerin de oldugu grupta üçüncü sırayı alıp play off lara kalıyor. iki penaltılara giden maç sonrasında önce karşıyakayı sonra da pendik sporu eleyerek bank asya birinci ligine terfi ediyor. bu ilk senenin sonunda zekai süper maçlar oynuyor arada sırada ve iyi bir training takvimi ile handling 17 kicking 16 ve aerial ability 17 olan bir kaleci kıvamına geliyor ruhing out 7-8 gibi bir şeyler ama onu da biraz deep defend ederek bertaraf ediyoruz. (attributelar aşağı yukarı aklımda elbette bir aşağı iki yukarı olabilir ne de olsa aslında üç ay falan oldu oyuna başlayalı)

    ikinci sezon board umuz ligde kalmaya bak ligde kalamasak bile mücadele et yeter diyor, ama ben risk alıp mid table için mücadele ederim ben hacı sen bana transfer bütçesi ver diyorum. onlar da iyi madem diyerek, galatasaraydan da gelecek paraya güvenerek bir buçuk milyon dolar bütçe veriyorlar. ben sezon sonuna doğru iyi scoutlarım sayesinde iki üç iyi denecek oyuncuyu kontratlarının bitmesine yakın "approach to sign" ile kandırarak bonservis vermeden takıma katıyorum. ahım şahım değiller hatta isimleri bile aklımda değil ama bir tanesi almanyadan kölnün altyapısından serbest kaldıktan sonra geliyor ve ipne bir herif olduğu için zor zamanında kendisine kucak açan beylerbeyini iki sezon sonra tam da değeri 4 milyon falan olmuşken free transfer ile denizlispora giderek terkediyor. neyse bu dramalar bir yana sezonun en şanslı olayı galatasaraydan gelen bütün oyuncuların muhteşem olması. mehmet güven skibbe (evet skibbe gerçek dünyanın aksine hala görevinin başında ve bir 4 sene daha devam edecek. hatta iki sene sonra bir şampiyonluk ve uefa kupasında yarı final bile görecek ve ardından da inter e gidecek) tarafından yedekliğe mahkum edileceğine benim şevkat dolu kollarıma yollanıyor. mehmetle beraber sağ kanada serkan kurtuluş, amc/fc olarak irfan başaran ve geçen senenin sevgilileri semih kaya ve murat akça geliyor. zaten süper lig kalitesinde üç dört kiralık ve zekai ve özgür gibi mücize cevherler ile başarısız olmaya imkan yok ama ben transfer paramı da iyi kullanıyorum. slavia pragdan kladrubsky isimli çek oyuncuyu alıyorum 3 milyon dolara. transfer bütçem yetmeyeceği için de 24 ay taksitle alıyorum 22 yaşındaki kladrubsky dmc/mc/dc ve dahi dr oynayabilen tam bir defansif joker. aynı zamanda çok sadakatli ve müşfik. tam 14 sene futboldan emekli olup fitness coach olarak beylerbeyinde çalışmaya başlayana kadar takımda kalıyor. ben hiç çekinmeden galatasarayı falan alıp oynayanlara bile tavsiye ederim kendisini. tam bir görev adamı, önceleri tabii ki key player oluyor takımda ama zamanla takım güçlendikçe olası bir sakatlıkta boş kalan bölgeye monte etmek için, ya da oyun içerisinde taktik değiştirirken geçişi kolay ve az adam değişikliği ile yapmak için birebir. alın oynatın anacım.

    bu şanslı transferler ile birinci lig ikinci ligden daha da kolay geçiyor. takım ikinci olarak doğrudan süper lige çıkıyor ve peri hikayesi de burada duraklamaya başlıyor. bundan sonraki beş sene boyunca takım galatasaraydan gelen oyunucalrın kalitesine bağlı olarak 8 ila 14ncülük arasında gidip geliyor. bir defa türkiye kupasında final oynamayı becerdim ki o sene fenerbahce şampiyon ve kupa galibi olduğui için de uefaya gittim. orada ilk eleme turunu geçtim ama gruplara kalamadım.

    takım daha fazla gelişme kaydedemiyor çünkü reputation az olduğu için oyuncular gelmiyor, kaldı ki 5040 kişilik stadyumu ile de fazla maç geliri yok. zamanla youth teamden gelenler satılıyor a takıma çıkıyor falan ve sürekli süper lig macerası ile seyirci ortalamsı 1200 den 5000 e çıkıyor. board ısrarlı isteklerim karşısında dayanamayıp 19500 kişilik bir stadyum inşa etme kararı laıyor çünkü yer yokluğundan beylerbeyi 75. yıl da genişleme imkanı fazla yok. stadyumun inşaatı 2 seneye yakın sürüyor ve o zamana kadar öyle böyle birikmiş olan 20 milyon doların tamamı gidiyor. ancak yeni stadyuma geçip de hem maç gelirleri artıp bir de senede 2 milyonluk kit sponsorship gelince takım atağa kalkıyor. artık 9. sezonunnda bir menajer olarak ben de kulübün favori personellerinden birisi olmuş durumdayım. iki sezon sonra 2016 da takım ligi muhteşem bir 7 haftalık kazanma rekoru ile 4 üncü bitirerek tekrar uefa (oyundaki adıyla euro cup) ya kalıyor. bu defa artık olgunlaşan kladrubsky özgür (iki sene gençlerbirliğinde mucizeler yarattıktan sonra geri geliyor kendisi gençlerbirliğinde bir brezilyalının ardında yedek kaldıgı için) zekai ve murat akça (sonradan transfer diyorum galatasaraydan. nedense gs free transfer ile serbest bırakıyor gül gibi çocuğu) ile gruplara kalıyor, hatta gruplardan çıkıp ilk eleme turuna kadar ulaşıyorum. bu turda aslında bölüm sonu canavarı olması gereken milan ac ile karşılaşınca san sirodan (ben san siro diyim sen tecavüz anla) zevk almaktan başka çıkar yol kalmıyor elbette. ancak takım artık ortalama seyirci sayısı 17.000 olan ve büyük maçlarda stada ful çektrien bir takım haline geldiği için yavaş yavaş oyuncu almak koalylaşıyor. oyunun sonradan yarattığı muhteşem yetenek ukraynalı yetenekler fc roman yevtushenko ve amr/amc alexandr holovko sırasıyla 18 ve 19 yaşında birer sıpayken scoutlarımın radarına yakalanıyorlar (surekli üç scout ayrı assignmentlar le uzmanı oldukları bölgelerde tarama yapıyor. bir ukraynalı bir nijeryalı bir de brezilyalı scoutum var ve ilhan cavcava rahmet okutacak performans gösteriyorlar oyuncu avlamak konusunda) bu iki oyuncu birisi ardanın sağ ayaklısı birisi de andriv shevchenko ayarında olacak yetenekler ve hala takımdalar.

    bu iki yıldızın da (daha doğrusu yıldız adayı olup yıldızlaşan evlatlarımın) katılımıyla takım artık şampiyonluğa oynayacak hale geldi. 2020 sezonunda ligi gençlerbirliğinin (valla billa gençlerbirliği sağlam finansı sayesinde uzun vadede ilk üçten düşmeyen bir takım oluyor bu fm dunyasında) ardından ikinci olarak şampiyonlar ligine kaldı. iki eleme turunun ardından şampiyonlar liginde gruplara da kalmayı başardım. basel, rangers, ve interli grupta iki galibiyet (ikisi de basele karşı) ve bir beraberlik (rangers deplasman) ile üçüncü olarak uefada devam edip yarı final gördüm. bu başarılarım sonucu romanya beni 2022 dünya kupası elemeleri için göreve çağırdı ve bir hagi hayranı olarak reddetmedim elbette. grupta ikinci olarak fransada yapılan dünya kupasına katıldım ve yarı finalde ev sahibi fransaya elendim. bu arada beylerbeyi ile 2021 ve 2022 de ligi sırasıyla 3 ve 2 bitirerek şampiyonlar ligine kaldım. bu arada türk takımlarının başarısı yüzünden türkiye 2020 den itibaren şampiyonlar ligine 4 takımla katılmaya başlıyor. darısı gerçek dünyadan futbolumuzun başına. düzenli şampiyonlar ligi hem finansı düzeltiyor (galibiyet başına 900 beraberlige 450 bin dolar artı tv gelirleri de cabası) hem de sponsorluk anlaşmalarının artmasına yol açıyor. 2022 itibari ile senede 3 milyon dolarlık stadyum, 7 milyon dolarlık forma ve 4 milyon dolarlık genel sponsorluk gelirim var. artık galatasaraydan daha iyi olmama ragmen oradan gelen 2,2 milyon dolar ve arada sırada oynatmaya değecek oyuncular da gelmeye devam ediyor. kulup ben artık başkasının pilot takımı olmak istemem o yuzden parent kulup aramam dese de mevcut sözleşmeyi de bozmuyor.

    velhasıl ekimde oyunu ilk yükledigimden beri 5 ayda tek bir takımla yaşadığım macera işte bu. bunun keyfi hazır bir takımı alıp şampiyon yapmaktan çook çok öte. benzer bir yol çizmek isteyenlere öneriler ise şöyle:

    - iyi bir youth system ve traininge verilecek önem olmazsa olmaz. artık genç takımdan gelenler nadiren takıma girebilseler bile senede ortalama 10 milyon dolar futbolcu satısından gelir elde eidyorum. 18-19 yaşındaki genç yetenekler rahatlıkla 1 buçuk 2 milyona kakalanıyor. satarken mutlaka bir sonraki satıştan pay alma şartını da koyun. hiç tahmin etmediğiniz genç oyuncular parlak bir sezonun ardından marsilya basel hamburg ayarında takımlara acayip paralara gidiyor ve havadan para kazanıyorsunuz. yukarıda linkini verdiğim anteman programı epeyce başarılı. ama en parlak oyuncularınıza ve gençlerinize özel training programı hazırlamaktan çekinmeyin. fatdasını göreceksiniz.

    - ya under 18 ya da under 20 takımını sezonun en az yarısı kendiniz idare edin. böylece gençlerin sizin taktiklerinizle büyümesini sağlarsınız ve onları daha iyi tanırsınız. bu aynı zamanda onların sizi daha kolaylıkla favored personnel olarak algılamasına yol açar ki bunun faydaları dediğinizi yapmaktan transfer olmak isteiyp huysuzluk çıkarmamaya kadar çeşitli alanlarda hissedilir.

    - muhakkak paraya kıyıp iyi coachlar ve scoutlar barındırın. her daim dünyayı gezen bir kaç scoutunuz olsun ki genç yetenekler kaçmasın.

    - aşağı liglerde tek forvetli sistemler daha etkili. iki dmc üç attacking midfielderlı bir 4-2-3-1 (şimdiki galatasaray gibi biraz) fena çalışmaz ama amr ve aml aynı zamanda ml ve mr de olsun ki defans tamamen dr ve dl nin üstüne yıkılmasın. ve sistem de rahatlıkla 4-4-1-1 e çevrilebilsin.

    - aynı taktiğin bir ev bir de deplasman versiyonu ile oynamak iyidir. taktik geliştiriken teker teker posizyonlara direktifler vermeye üşenmeyin. bütün takımın dengeli bir şekilde hatları birbirinden kopmadan (ömer üründül ruhu geldiysen hemen git) oynaması için teker teker oyuncuların ve pozisyonların passing style olsun mentality olsu closing down olsun özelliklerini ayarlamak lazım. bende 50-60 klasik ve deneysel taktiğin her pozisyon için optimize edilmiş hali var isteyen mesaj atsın e-mail adresiyle beraber yollayayım. tek yapmak gereken fm klasöründe tactics alıtına paste etmek o kadar.

    -scoutlardan birisini bir sonraki rakibi takip etmekle görevlendirmek her zaman akılıcadır. üşenmeyin adamın ne dediğini dinleyin, bazan işe yarar şeyler söyler gerçekten.

    -maç sırasında opposition instructions ı boş geçmeyin. standart bir taktik olmasa da strikerlara hemen her zaman hard tackle , show onto weaker foot ve wingerlara da closing down allways gerekebilir. eğer rakip target man kullanıyorsa yani tek santrafor ve iki ya da üç atatcking midfielder ile oynuyorsa ve striker iri yarıysa tight marking ve easy tackling yaparak hucum foul yapmaya zorlayabilirsiniz. az adam attırmadım öyle. bir de mesela arda gibi alex gibi lincoln gibi adamlara markingi 15 den staminası da 14-15 den az adamlarla pres yapmayın çünkü hem presi görüp geçerler çok yetenekli olanlar hem de ardayı tutacam derken dr ya da dl nizin imanı gevrer işe yaramaz hale gelir.

    son olarak bütün bu beylerbeyi destanını yazarken hiç maç tekrar etmedim. sadece komple iki sezonu tekrar oynadım istediğim kadar başarılı olmadığım için. birinci ligden süper lige iki denemede çıktım, bir de bir kere süper ligden düştüm ve o seneyi tekrar oynadım. ama asla tek tek maçları tekrar oynamadım. bence siz de oynamayın ki oyundan aldığınız zevk daha uzun zamana yayılsın.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap