3 entry daha
  • genomun farkli konumlarina kes-yapistir veya kopyala-yapistir mekanizmalari ile hareket edebilen (kendi basina ya da diger mobil dna sekanslarinin yardimi sayesinde) dna dizileri. bu hareketleri mutasyonlara yol acabilmektedir cogunlukla. ornegin farelerde bilinen spontan mutasyonlarin yuzde onu transpozonlarla gerceklesmektedir.

    transpozonlarin ilk tanimlanmalari (sahsimca gelmis gecmis en zeki bilim kadini olan) barbara mcclintock tarafidan misir bitkisinde yapilmistir. mcclintock transposonlari 50li 60li yillarda kontrol elementleri olarak tanimlarken, bugune geldigimizde bu tanimin gercek anlaminin bir sir olmasi onun gercek zekasini anlatir.

    genom projesi uzerine bilim adamlari bir geni kodlamayan dna sekanslarina cop dna diyerek kucuk gormus, cop denilen kisimdaki potansiyeli onemsememislerdir. ayni genom projesinin ilk beklentileri organizmanin karmasikligini gen sayisina ilintilendirmek, dolayisiyla daha cok gen daha cok islev diyebilmek idi. beklenen sonuc alinamadiginda (yani insanlardaki gen sayisi ile boceklerdeki kiyaslandiginda), bilim insanlari donup genetik ussu (epigenetik, kodlamayan rna'lar, regulator sekanslar v.b.) mekanizmalari anlamak icin calismaya basladilar.

    bu yeni calismalar gosteriyor ki transpozonlar cesitli mekanizmarla kontrol elementleri haline gelebiliyorlar, ornegin embryolojik gelisimde onemli olan genlerin ifadesi artiran faktorleri izole ediyor ve bu cok onemli genlerin ifadesini azaltarak gelisim bozukluklarina sebep oluyorlar. ayrica organizmal karmasikligi gen sayisi yerine transpozon icerigi ile ilintilendirebilmek gunumuzde verilerle daha dogru gorundugunden, bu mobil etkenlerin kontrol yetenegi yadsinamaz bir gercek haline geliyor.

    transpozonlar iki ana gruba ayrilabilir, bunlar:

    1. rna transpozonlari/retrotranspozonlar:
    kopyala-yapistir mekanizmasina sahiptirler. dna dizisi once rna dizisine yazilir, sonra tekrar bir noktaya entegre olurlar. bu turlerinin uclarinda ltr adi verilen tekrar dizileri mevcuttur. aktivitelerini durdurmak amaciyla bir cesit bagisiklik sistemi olarak ltr'larin metillenerek epigenetik olarak susturulmasi canli organizma tarafindan gelistirilmistir.

    2. dna transpozonlari
    cogunlukla kes-yapistir mekanizmasi ile mobilize olurlar. kesilmek icin transposase denilen enzime ihtiyac duyarlar. yeni girdikleri noktalarda lokal duplikasyonlar olusturabildiklarinden evrimsel olarak cok buyuk onem teskil ederler (yeni genlerin ortaya cikmasina ya da yeni islevlerin kazanilmasina sebep olduklarindan). hucre bolunmesi esnasinda dna replike olurken cogalip mobilize olan bir alt grubu da mevcuttur, tam anlamiyla kes-yapistir mekanizmasi degildir o yuzden.

    bu mobil kontrol elementlerinin evrimi ve ortaya cikislari ise dinamik bir islem olup, aktif arastirma konusudur tum dunyada bircok bilim insani icin. yine de bilinenler isiginda ortak atalardan gelen farkli turler icin bagimsiz evrim izleyebildikleri bu sebeple de turlesmede onemli bir etken olduklari dusunulmektedir. bencil olarak tanimlanan transpozonlarin, co-option diye adlandirilan surec dogrultusunda canliya avantaj getirdigi durumlar da vardir. ornegin omurgali bagisiklik sisteminde antijen cesitliligini saglayan v(d)j rekombinasyon sistemi transpozon kokenlidir.

    uygulama ve teknik kullanilabilirlik konusuna gelecek olursak; sleeping beuty ve piggy bac ismi verilen iki transpozon sistemi resmen gen terapisinde kullanilmaya baslanmistir. bazi teknik zorluklardan oturu burada detaylarini veremeyecegim bu sistemler ile, gen transferi veya kok hucre proglamlamasi (kendi deri hucrenizden kok hucre turetme, ips (induced pluripotent stem cell)) yapilabilmektedir.

    bencil veya cop gibi adlandirmalari haketmeyen dizilerdir, ozetle.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap