2 entry daha
  • bilime ve sanata yeterli önemi vermeyen birçok türk girişimcilik sektöründe olduğu gibi bence türk mimarisinin en büyük sorunu önce türk yöneticiliği (belediyeciliği) sonra da türk müteahhitliğidir.

    mühendisler alınmasın ama bunlara türk mühendisliğini de eklemek istiyorum, belki şimdi mühendislik eğitimi farklıdır, ama şu örneğe dayanarak: vakti zamanında (babamın çocukluğu, menderes'in başbakan olduğu ilk yıllar) pazartekke'den şehremini'ne giren ve girer girmez ikiye ayrılan yolun tam ortasında birkaçyüzyıllık kocaman bir çınar varmış. yolu asfaltlamak için gelmişler, yanlarında hiç mimar yok, sadece mühendisler. yol yapacağız diye ağacı kesmeye karar vermişler. şehremini'de oturan bir mimar ve birkaç başka meslek erbabı gidip defalarca konuşmuşlar, yol ağacın iki yanından geçsin diye, ama nafile. mühendis vermiş emri, çınar sizlere ömür.

    türk müteahhitliği için yoruma bile gerek yok, anneannemin ümraniye'de müstakil bir evi vardı, bahçeli. oraya apartman yapıldı. kocaman arazi, eğer bir mimara plan çizdirilse çok güzel daireleri olan bir apartman olabilir. ama müteahhitin önceden belediyeden onayı alınmış üç tane planı varmış elinde, bunlardan birini seçeceğiz demiş. şimdi apartmanı görmelisiniz, malzemeler kaliteli, girişte şatafatlı bir ayna, boruların üzeri dekoratif bir malzemeyle (radyatörler gibi) kapatılmış; ama dairelere girmemeniz lazım. annemin dairesinde mesela, metrekare olarak üç odanın üçünden de büyük olan, salonla yarışan çıkıntılı bir l mi desem, tek ucu çok kısa bir t mi desem şeklinde bir hol var. bir mimar masası koyduk ortasına, büfeleri koyduk, portmanto koyduk, hala ortada kocaman dans pisti duruyor. üstelik o kadar biçimsiz ki, koyduğunuz hiçbir şeyi işlevsel kullanamıyorsunuz.

    mimarda mı şimdi suç?
78 entry daha
hesabın var mı? giriş yap