6 entry daha
  • bir keresinde sınıf arkadaşlarımdan biri bi idiom öğrendiğini söyledi, öğretmen de şevki kırılmasın diye, gel tahtaya yaz da hepimiz öğrenelim, neymiş dedi. eleman kalktı tahtaya; beauty lies in eye of beholder tarzı bir şeyler karaladı. ben de; eye değil eyes olacak, bir de eyes la beholder ın başında the olacak dedim. eleman bana dönüp, kibirli bir ses tonuyla, sözü bilip bilmediğimi sordu, ben de bildiğimi söyledim. sonrada sözün ne anlama geldiğini sordu. daha önce sözlükten bi abimin yazdığı bir şeyin de etkisiyle; "aşık veysel'in güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa, sözü mantığında bi idiom." dedim. eleman gözü dönmüş bir şekilde; "hayır hiç de bile, öyle bir şey değil bu tamam mı..." gibisinden bir şeyler söyledi. neyse olur dedim insanlık hali, herkes sözler ve düşünceler arasında bağlantı kurabilecek zeka seviyesine sahip olmak zorunda değil dedim kendi kendime. daha sonraları elemanın bana karşı tavırlarında bir odunluk, bir donukluk görmeye başladım. elemanla pek de samimiyetimiz yoktu açıkcası. sonradan bi arkadaşı bana, tahtaya yazdığı şeyi ondan daha iyi, daha geniş anlamlı billiyor olmamın, onu rahatsız ettiğini, bu yüzden bana karşı tavır aldığını söyledi. valla bazı insanların sığ olduğunu/olabileceğini az çok tahmin ederdim ama, seninki bildiğin öküzlük be kardeşim, kaç yaşına gelmişsin, hala böyle şeylere takılıyorsan, bence de daha fazla görüşmeyelim, meraba-meraba bize yeter de artar bile.

    eğer şuan bu satırları okuyorsan ki, bana göre böyle bir şey hiçbir şekilde imkan dahilinde değil, zira senin internet kültürün, feysbuk ve emesen den ileri gitmiyor her ne hikmetse, sana kurban ın ben değilim şarkısından bir söz geliyor: sus ve dinle.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap