6 entry daha
  • kenan evren kışlası'na bizim okul servisiyle bir kız giderdi, onun gelmediği günleri iple çekerdik çünkü yolu yarım saat uzatırdı. her gün geldi o kız okula, ve ben bildim hep; lojmana giden bir kız her gün okula neden gelir. sonra baktım özgür mumcu bir yazı yazmış:

    kenan evren kişlasi

    malum, geçtiğimiz salı günü genelkurmay başkanı ilker başbuğ yıllık değerlendirme toplantısı diyerek, gazetecileri askeriyeye toplayıp, iki saat çeşitli görüşlerini anlattı. televizyonlar canlı yayında konuşmayı aktardılar. ertesi günlerde, toplantıya katılan gazetecilerin kıyafetlerine kadar tüm ayrıntılar gazete sütunlarına yansıdı. tartışma programlarında uzun uzun, maç sonrası yorumları gibi konuşma incelendi, tartışıldı.
    genel itibariyle, herkes mutlu gibi. konuşmada, raymond aron, montesquieu gibi isimler de geçince heyecan doruklara ulaştı. entelektüel dendi. ilker paşa entelektüel. bu sefer bağırmadı dendi, paşa kimseyi azarlamadı diye bir neşe...

    demokrasi barometresi
    böyle böyle demokratikleşeceğiz demek ki. paşanın keyfi yerindeyse, sesi yumuşak, filozoflardan falan bahsediyorsa, demokratikleşiyoruz. paşa kızgınsa, dağlıca baskını ertesinde yaptığı gibi azarlamaya başladıysa, demokratikleşmiyoruz. demokrasi barometremiz bu. ne güzel. ölçmesi kolay bir kere.
    yaşar büyükanıt da 2007’deki bir konuşmasını popper’den, habermas’tan alıntılarla süslemişti mesela. o gün de demokratikleşmiştik. böyle ite kaka, biraz da filozofların askeri metinlerde boy göstermesine bel bağlayarak, demokrasiye kavuşacağız.
    demokrasi kısvesinde asker eleştirilmemeli demiş ilker başbuğ. türk silahlı kuvvetleri’nin alim-i mutlak bir kurum olduğundan yola çıkıyor olmalı. kadir-i mutlak, alim-i mutlak, yanılmaz ve dolayısıyla kendisine yöneltilen her eleştirinin kötü niyetli olduğu ön kabulünden hareket eden bir kurum. hatta orduya yönelik her eleştiri, silahlı kuvvetler nezdinde millete yönelmiş olarak değerlendiriliyor. çünkü başbuğ’un ifadesiyle “bu asker, türk milletinin bizatihi kendisidir”. bu sebeple ordu eleştiriden ve haliyle özeleştiriden muaftır.

    özür dile
    konuşmasında türkiye halkı kavramının altını çizdi ilker başbuğ. kürt, dağ türkünün dağda yürürken kart kurt diye ses çıkaranıdır tespiti hangi kurumun yayınında yer aldı?
    pkk’ya katılımların sebebi araştırmalıdır dedi ilker paşa. 12 eylül dönemi diyarbakır cezaevi kimin idaresindeydi? jitem, devlet malzeme ofisi’ne mi bağlı olarak çalıştı?
    laikliğin öneminden bahsetti genelkurmay başkanı. sivas’ta saatlerce süren bir kalkışmada, bir oteldeki yazarların, şairlerin, karikatüristlerin, saz ustalarının, halk dansçılarının din adına yakılmasını engelleyemeyen, maraş’ta günler süren alevi katliamının önünü alamayan mahalle bekçileri miydi? zorunlu din dersini necmettin erbakan mı koydu anayasaya?
    ilker başbuğ, şehitler arasında “çok sayıda kürt ve zaza kökenli vatan evladı var. nereye koyacaksınız bunu” diye sordu. ahmet arif’in şiirinde, köylülerin ağzını paramparça eden domdom kurşunlarının suçlusu mustafa muğlalı’nın adını, o köylüleri öldürdüğü yerdeki kışlaya koyanlar mı bilecek, kürt ve zaza şehitleri nereye koyacağını?
    başbuğ, “türk silahlı kuvvetleri; cumhuriyetin temel niteliklerinden birini oluşturan demokrasi rejimine bağlıdır ve saygılıdır” dedi konuşmasında. istanbul küçükyalı’daki kışlanın adı general kenan evren kışlasıyken, kim nasıl inansın buna?
    madem ordumuz aydınlanmacıdır, o zaman askeri metinlerde aydınlanmanın babası kant’a daha çok yer vermelidir:
    “aydınlanma için özgürlükten başka bir şey gerekmez; ve bunun için gerekli olan özgürlük de özgürlüklerin en zararsız olanıdır:?aklı her yönüyle ve her bakımdan çekinmeden?kitlenin önünde apaçık olarak kullanmak özgürlüğü.”
    bu özgürlüğe özeleştiri de dahildir. bundan sonraki konuşmalarınıza özür dileyerek başlayabilirsiniz. belki o zaman size koyduğumuz akreditasyon yasağını kaldırmayı düşünebiliriz.

    kaynak vermeden intihal olur - bu kadar uzun alıntı yapılmaz: http://www.birgun.net/…=04&year=2009&action=catlist
424 entry daha
hesabın var mı? giriş yap