8 entry daha
  • üniversitede ilk yılım, ve tabi ilk vizelerimdi. daha eve yerleşeli üç ay ya olmuş ya olmamıştı, odamdaki her şey senelerdir burada duran mobilyalardan ibaretti ama hepsi bana çok yabancı geliyodu!
    bi süre önümdeki notlara ve sevgili erdoğan alkin'in o güzelim turuncu iktisat kitabına boş boş baktıktan sonra kafamı ellerimin arasına aldım.
    "itiraf et işte, kendi kendine çalışamıyosun!!!"
    saatime baktım, sonra aklıma geldi; annem on gündür tatildeydi, kimin gelmesini bekliyodum ki?
    "hadi ama! muhabbet edeceğin kimse yok işte evde. hem burda olsa dikkatimi dağıtıyo diye sızlanmaz mıydın bu sefer de?"
    biraz durup sorunun ne olabileceğine odaklandım. sağıma baktım; siyah örtüleriyle her zamanki sıkıcı yatağım... peki ya sol taraf? dolap, kitaplıklar ve balkon kapısıyla birlikte odamın geri kalanıydı işte.
    o sırada beynimde şimşekler çaktı. doğru ya, burada hiç insan yoktu!
    ------------------------------------------------------------sprite'den acımasız gerçekler--------------------------------------------------
    yatılıdayken etüt saatlerine gıcık olursun. her akşam 2 saat ve her sabah 45 dakika çekilir gibi değildir. üstelik çoğu zaman çalışmaya gönlün yoktur ve ya kafanı masaya dayar uyursun ya da kitabının en heyecanlı kısmından devam edersin. ama o 165 dakika boyunca her ne olursa olsun seni bir şeylerle uğraşmaya itecek insanlar vardır etüt salonunda. sağımdakiler çalışıyo, solumdakiler ödev yapıyo, karşımdakinin yarına sınavı var, nasıl da test çözüyo. suçluluk duygusu da olsa seni bi işle uğraşmaya iter etütteki diğer insanlar.
    -----------------------------------------------------------şimdi de acıtmayan gerçekler----------------------------------------------------
    bi an kafamdan vizeleri attım. içimi bi huzur kaplamıştı. sahi sekiz yıl okuduğum daçka'da her allahın günü ne yapmıştım 165 dakika boyunca? başımı tekrar soluma, tam karşımdaki duvara çevirdim. kitaplıkta birbirine sırtını yaslamış kimi gıcır gıcır kimi eskilikten dökülen bir yığın kitabı farkettim. öyle ya, her defasında kitap okumuştum. özgür irademle ve kendi başıma ders çalışmayı olmasa bile bunu aşılamıştı hiç değilse...
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap