9 entry daha
  • günümüz türk edebiyatı hocası prof. dr. emel kefeli'ye tarafımdan ödev olarak sunulmuş bir roman incelemesidir*. öyle zannediyorum ki, sabırla sonuna kadar okuyanlar kitaba ilgi duyacaklardır. güzel kitap:

    romanın ana teması aşktır. bir erkeğin, eski sevgilisinin annesine olan aşkını anlatır. romanın anlatıcısı, romanın ana kahramanıdır, dolayısıyla roman birinci tekil ağızdan anlatılır. kitabın kahramanının karakteriyle dilin kullanımı ve üslup tamamıyla örtüşür. cümleler genellikle kısadır. dil açık ve genellikle somuttur, okuyucuyu yormaz. tek kelimelik cümle ve paragraflara sıkça rastlanır. önceki cümlede kullanılan kelimelerden biri veya birkaçı sonraki cümlede de genellikle kullanılmış, böylece cümleler arası anlam ve ses bağı daha iyi kurulmuştur. yer yer argo kelime ve küfürlere de rastlanır. az da olsa ingilizce kelimeler de kullanılmıştır.

    roman on yedi bölümden oluşur. ilk on beş bölüm sayılarla (1-15) numaralandırılmıştır. daha sonra euphoria ve gloria başlıklarıyla iki bölüm daha gelmektedir. euphoria; çağdaş yunancada bolluk, bereket, verim anlamlarına gelir. kendini aşırı derecede mutlu ve coşkulu hissetme durumudur. gloria; italyancada zafer, latincede ün, şöhret anlamlarına gelmektedir.

    birinci, altıncı, on birinci ve euphoria bölümlerinin başlarında ingilizce cümlelere yer verilmiştir:

    it was begotten by despair
    upon impossibility.

    marvell, “the definition of love”

    1
    .
    .
    .
    5

    …this i feel, and make
    breathings for incommunicable powers.

    wordsworth, “the prelude

    6
    .
    .
    .
    10

    away! away! for i will fly to thee,
    not charioted by bacchus and his pards,
    but on the viewless wings of poesy,
    thought the dull brain perplexes and retards.

    keats, “ode to a nightingale

    11
    .
    .
    .
    15

    but who am i, that dare dispute with thee?
    o god, oh!

    done, “holy sonnets”

    euphoria
    gloria

    euphoria ve gloria bölümleri farklı biçimsel özellikler gösterir. euphoria bölümünde değiştirilen-çıkarılan kelime, cümle ve paragraflar üstü çizilerek gösterilir (üstü çizili yerler görünmez bkz ile gösterilmiştir):

    devam etsem kendimi tekrar etmeye başlayacaktım, ne de olsa insanın ifade biçimleri sınırlıdır, belli sözcüklere saplantısı vardır, belli şeyleri hep belli biçimlerde belli eder anlatır,… (sayfa, 303)

    bundan sonrası güzel olmak zorunda değil. değil ama olacak. sort of. (sayfa, 304)

    hata yapıp yapmadığımı geç olmadan görmek istiyorum çünkü artık hayatlarımızla ölümle oynuyorum. (sayfa, 304)

    bizi bekleyen günlerin ve işlerin ve vücutlarımızın geçireceği hızlı değişimin başka bir yoldan takibi ve anlık tarifi mümkün değil, anlatı teknolojilerinin mevcut sınırları içinde. (sayfa, 305)

    yol aldıkça, tatlı tatlı geride kalan her suskun semtle yolculuğumuzun progressive gerçek olduğu netlik kazandıkça, gerçek sorunlar da saklandıkları yerden çıkıp birer birer aklıma takılmaya başladı. (sayfa, 309)

    önünde hayranlıkla eğilip aygen’in eline uzandı, kaldırdı, öptü, sonra elini iki elinin arasında tutup, hâlâ yarı eğik, yüzü belli belirsiz kızararak bir takım cümleler kurmaya başladı: (sayfa, 321)

    aygen’in rahatını ve güvenliğini sağlamak için gösterdiğim çabalar, serada yaptığım düzenlemeler, sonra bir gece onu uykusunda seyrederken ansızın karar verip başladığım bu roman (hayatında kaç roman yazdın, salak?) bu malte laurids brigge pratiği (?) aklımı yeterince meşgul etmiş, delirecek miyim diye kendimden kuşku duyarak hiçyoktandelirmemi önlemiş olmalı. (sayfa, 324)

    hatta, eminim, romanı notlarımı onun uyuduğu saatlerde değil de gündüz saatlerinde yazıyor olsam bana kızardı. (sayfa, 332)

    (gülüyorum: eğer yukarıda söz ettiğim gizli kin konusunda ciddiysem, ona gizli bir kin duymamın sebebi belki notlarıma romanıma yeterince iltifat etmemiş olmasıdır.) (sayfa, 332)

    tüm çağrışımların ötesinde uzağında dışındasın. (sayfa, 334)

    yalnızlığı fazla sevmeye istismar etmeye başlamışım. (sayfa, 335)

    farkındayım, fazla uzattım. ama insan yukarıda dedim ya, sık sık zaaflarına esir olur. ben de oldum. yorgunluktan. oldum, geçti. şimdi aynı disiplinle devam ediyorum. (sayfa, 345)

    bir paragrafa da (sayfa, 307) boydan boya çarpı atılmıştır. yazar-kahraman, çıkardığı-değiştirdiği yerleri de kitapta göstermesini şöyle açıklıyor: “hiçbir şeyi temize çekmeyeceğim. yoksa saklamış olurum. olan, kalacak. kirlenerek temize çıkacağım.”
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap