8 entry daha
  • paramız çok ama fikrimizi pek yok diyen dreamwork, paramız yok ama sanırız iyi bir fikrimiz var diyen gençlerin çektiği filmi satın alır. ve biraz düşünmeye başlar. ‘’film çok basit, oldukça ucuza mal edilmiş, oyuncular da yönetmen de no name, amatör bir hali var. böyle vizyona soksak değeri anlaşılır mı, gidip yeniden çektirelim bunu birilerine.’’ ‘’yok ya, bunun ruhu amatörlükte zaten, böyle kalsın.’’ bence kalmasın profesyonellere emanet edelim.’’ vs. vs.
    böyle diye diye filmi kimselere izletmez oldular. ama arkadaşlar iyidir ve bir şekilde bu işi çözebilir. beklenmedik bir zamanda film kucağınıza düşebilir.

    insanın bilinmeyenle imtihanı, inandığı şeyle ilgilidir diye düşünüyorum. eğer inanmıyorsan yoktur. sen inanmaya başladıkça var olur, o saatten sonra da bir daha gitmez.
    ben bu rahatlıkla güzel güzel yaşarken, biraz da filmin az bulunabilir olmasının cazibesiyle izledim bu filmi. ve üzerinden günler geçmesine rağmen ancak yazabilme cesaretini gösteriyorum. sonum hayrola…

    oldum olası gore sevmem. bu sebepten paranormal activity çok çekici geldi bana. kanlı sahne gerginliği olmadan rahat rahat izlerim dedim*. hay kan olaydı, testereler havada uçuşaydı, gözümün gördüğü bir şey olaydı da izlediğim saatlerde daralıp sonrasında unutsaydım filmi. ama yok, adından da belli olduğu üzere ortada paranormal bir şeyler var ve başımıza bela olacak. oldu da.

    bu tür filmlerin babası sayılan the blair witch project, izleyicilerinin gönlünde her zaman ayrı bir yer tutacaktır. ama o filmin fikrinden, tekniğinden beslenen birçok film oldu. bazısı çok kötüyken bazıları da fikri geliştirip akılda kalıcı hale geldi. paranormal activity, -eğer bu haliyle izleyiciyle buluşursa- insanları etkileyebilecek türde bir film. (şahsen yeniden çekilmesinin çok yanlış olacağını düşünüyorum, çünkü daha etkilisini düşünemiyorum. zaten daha etkili olmasını da istemiyorum, korkuyorum lan.)

    --- spoiler ---
    film, türün meraklılarına dilediğini verecek gibi. ama aşina olmayan izleyicileri biraz sıkabilir. ilk yarım saati neredeyse hiçbir şey olmuyor denilebilir. oysa film o sırada izleyicinin detektifliğinden yararlanıyor. açık bir kapı, bir ayak sesi bile tedirgin edici olabiliyor.

    genç çiftin yeni taşındığı evde, kızımızın geçmişinden taşıdığı ‘’şey’’ geceleri tuhaf olaylara sebep oluyor. kız, oldukça temkinli olmakla beraber, erkek arkadaşı biraz dalgaya alarak, biraz da olayı çözme merakıyla elindeki kamerayı kullanıyor. biz de kamera oluyoruz. adam bizi nereye koyarsa oradan izliyoruz evi.
    burada çok akıllıca bir iş yapılmış ve gece çekimlerinde kamera evin sakinlerinin göremediği bir açıyla yerleştirilmiş. o yüzden çiftimiz gece uyurken biz zavallı izleyiciler, açık olan kapıdan koridoru, merdiven sahanlığını, arkadaki iki odanın kapısını gayet net görüyoruz. ve yer yer kafayı yiyoruz.
    ekranın sağ altında ilerleyip duran saat de başlı başına bir gerilim unsuru.

    sanırım beni birkaç gündür etkisinde tutan sahne ise, kızın uyurken gece yavaşça yatağından çekilerek sürüklenmesi ve ardından gelen olaylardı. o bacak o yataktan çıkarıldığından beri uyku haram bana.

    filmin finali kimilerine göre filmin genel havasının dışında olduğundan, kötü gibi görünebilir. yani filmin ayakları birden yere basıyor denilebilir. bense aynen olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorum. çünkü yer yer izlediğim şey film mi yoksa gerçek mi onun bile ayrımını yapamadım. bu gerçeklik aynen o şekilde son bulurdu.

    elbette amatörlükten kaynaklı eksikleri ve hataları var filmin ama bunlar o kadar önemsiz ki, dile getirmeye bile gerek yok. (bazı klişelere yaslanma şekli, internetten izlenen şeytan çıkarma görüntüleri vs)
    --- spoiler ---

    paranormal activity, biraz da izleyicinin içine girebilmesiyle amacına ulaşabilecek filmlerden. siz ne kadar inanmaya teşne olursanız film de sizi o ölçüde etkileyecek. dilerim tez zamanda vizyona girer de, ben de her önüme gelenle bu filmi konuşup, durumu normalleştirip, bunun bir film olduğunu idrak eder ve bana kazandırdığı saçma korkulardan kurtulurum.

    not: ben insanlarla film paylaşmayı seven, isteyene ‘’yok olmaz’’ diyemeyen bir insan olduğumdan filmin kopyasını almadım. yoksa evde öyle bir film bulundurmaktan falan korkmuyorum. ne alakası var ya.
416 entry daha
hesabın var mı? giriş yap