3 entry daha
  • 1. bölüm, ateş: şeytan'ın kitabı

    birinci kısım

    bu çelik ve taştan olan vahşet ortamında sesimi yükseltiyorum ki işitin beni. doğuya ve batıya sesleniyorum. güneye ve kuzeye işaretlerimi gönderiyorum. zayıflara ölüm, güçlülere sınırsız zenginlik vaadediyorum. gözlerinizi açın,

    ey zihinleri küf bağlamış insanlar gözlerinizi açın ki görebilesiniz. ve siz ey şaşkın milyonlar bana kulak verin.

    çünkü ben dünyanın hikmetine meydan okumak, mantıklarını, insanların ve tanrının yasalarını sorgulamaya geldim.

    ben altın kuralınızın sebeplerini istiyor ve 10 emrinizin nedenini ve niçin olduğunu soruyorum.

    sizin putlarınız önünde teslimiyetle eğilmeyeceğim. bana sen eğileceksin diyen kimse ölümlü düşmanımdır.

    ben, sizin güçsüz, çılgın kurtarıcınızın sulu kanına işaret parmağımı daldıracağım. ve onun dikenle yırtılmış alnı üzerine kötülüğün gerçek prensi, kölelerin kralı ibarelerini yazacağım.

    asırlık yalan bana göre bir hakikat olmayacak; bastırılmış doğma benim kalemime engel olamayacaktır.

    ben, beni yeryüzüne ait başarı ve mutluluğuma götürmeyen tüm toplantı ve sözleşmelerden kaçıyorum.

    sert ve şiddetli istilada güç standartlarını yükselteceğim.

    ben sizin korkunç yahova'nızın cam gibi gözlerinin içine bakacağım. onu sakalından tutup çekeceğim; geniş yüzlü bir baltayı kaldıracağım ve onun kurt yemiş kafatasını ikiye böleceğim.

    kalenderane beyazlatılmış mezarların korkunç muhtevalarını havaya uçuracağım ve şeytanca öfkeyle gülümseyeceğim.

    ikinci kısım

    işte isa'lı haç; o neyi temsil etmektedir? bir ağaç üzerinde asılı soluk beceriksizliği.

    her şeyi sorguluyorum. sizin tepeden bakan mağrur ahlak dogmalarınızın cerahatlenen ve vernikli yüzlerinin önünde durduğum gibi, onun üzerine parlak küçümseme harfleriyle; işte karşına ne çıkarsa beğenirsin, bunun hepsi sahtekarlık diye yazacağım.

    ey ölüme meydan okuyan kimse yanıma yaklaş ve yeryüzünün kendisi,sahip olmak ve korumak için senin olacaktır.

    çok uzun süre ölü elin,yaşayan düşünceyi kısırlaştırmasına izin verilmiştir.

    çok uzun süre doğru ve yanlış, iyi ve kötü sahte peygamber tarafindan tersine çevrilmiştir.

    bir "ilahi" tabiatın otoritesi üzerine kabul edilebilecek hiçbir inanç yoktur. tanrılaştırmanın standart bir ölçüsü de yoktur. ahlak kuralları hakkında doğal olarak kutsal olan hiçbir şey yoktur. çok eskilerin ağaçtan yapma putları gibi, onlar insan elinin ürünüdür.ve insanın yapmış olduğu şeyi yine insan bozabilir.

    herhangi bir şeye ve her şeye inanmada acele etmeyen kimse büyük anlayış sahibidir. çünkü bir yanlış (sahte) prensibe inanmak, tüm hikmetsizliğin başlangıcı demektir.

    her yeni asrın başlıca görevi, o asrın özgürlüğüne karar verecek; sağlıklı büyümeyi daima engelleyen paslı asma kilitleri koparmak ve ölü adet zincirleri kırmak için, onu maddi başarılara götürecek yeni insanları ortaya çıkarmaktır. bizim atalarımız için hayat,umut ve özgürlük anlamına gelmiş olan teori ve düşünceler şimdi bize göre yok olma,kölelik ve yüz karasıdır.

    çevre değiştiği gibi, insan ideali de şüphesiz aynı kalmaz.

    her ne zaman, her ne sebeple bir yalan üzerine taht kurulmuşsa,bırak o acımasıza ve üzüntü duymadan eleştirilsin. çünkü rahatsız edici bir sahteliğin hakimiyeti altında hiç kimse başarılı olamaz.

    bırak yerleşmiş safsatalar tahttan indirilsin; kökünden sökülsün, yıkılıp yok edilsin. çünkü onlar tüm gerçek düşünce ve faaliyet yüceliğine karşı duran bir tehdittir.

    ileri sürülen hiçbir "hakikat" olabilecek sonuçlarla ispatlanmamış, bilakis boş bir hayal oluşmuştur. bırak o harici karanlığa, ölmüş tanrıların,ölmüş imparatorların, ölmüş felsefelerin ve diğer faydasız eski püskü şeylerin ve döküntülerin arasına damdan düşer gibi atılsın.

    tahta oturtulan tüm yalanların en tehlikelisi kutsal, kutsallık atfedilen, herkesin bir model hakikat olarak inanacağı imtiyazlı yalandır. o, tüm diğer meşhur yanlış ve vehimlerin verimli anasıdır. o, bin köklü ,çok başlı insafsız bir ağaçtır. o, sosyal bir kanserdir.

    yalan olarak bilinen bir yalanın kökü yarı yarıya kazınmış demektir. fakat; akıllı insanların dahi gerçek olarak kabul ettiği yalan; küçük bir çocuğa anasının dizindeyken telkin edilen yalan, kendisine karşı mücadele edilmesi zor olan ve sessizce ilerleyen veba'dan daha tehlikelidir.

    yaygın olan ve halka mal olmuş yalanlar, şimdiye kadar şahsi hürriyetin en güçlü düşmanları olmuşlardır. onlarla baş etmenin sadece bir yolu vardır;onların kanserini tam göbeğinden kesip atmaktır. onların kökünü ve dallarını kazımaktır. onları yok edin veya onlar bizi yok edeceklerdir.

    üçüncü kısım

    "birbirinizi seviniz" sözünün en yüce kanun olduğu söylenmiştir. fakat o kanunu hangi güç öyle yapmıştır? incil'in sevgisi hangi makul otoriteye dayanır? düşmanlarımdan niçin nefret etmeyecekmişim? eğer ben onları (seversem) bu beni onların insafına terk etmez mi?

    düşmanların birbirine iyilik yapması tabiidir fakat "iyi" nedir?

    çok hırpalanmış ve kanlı kurban, kendisini tamamen parçalamış ve etrafa kan sıçratmış ağızları sevebilir mi?

    iç güdüsel olarak biz hepimiz yırtıcı hayvanlar değil miyiz? eğer insanlar birbirlerini avlamayı tamamen bırakırlarsa,onlar var olmaya devam edecekler mi?

    "şehvet ve şehevi arzu" neslin devamına tatbik edildiğinde "sevgiyi" tanımlayacak daha gerçeklik dolu bir terim değil midir?

    düşmanlarını sev ve iyilik yap ki senden nefret etsin ve seni kullansın. bu tekme atıldığı zaman arkasına dönen yaltakçı kimsenin değersiz düşüncesi değil midir?

    düşmanlarından bütün kalbinle nefret et ve eğer bir kimse senin bir yanağına vurursa, öbür yanağına daha şiddetli vur; onun kalça ve uyluklarına da vur. çünkü kendini korumak en yüce kanundur.

    öbür yanağını çeviren kimse korkak bir köpektir.

    üzerine cömertçe ilave edilmiş mürekkep alaka ile saldırıya saldırı, küçük görmeye küçük görme, ölüme ölümle karşılık ver. göze karşı göz,dişe karşı diş, daima dört kat, daima yüz kat, kendini düşmanına karşı şiddet saçan bir kimse yap ve o yoluna devam ederken, üzerinde düşünmeye dalacağı için, çok fazla hikmet sahibi olacaktır. böylece sen kendini hayatın bütün yollarında saygın yapacaksın ve senin ölümsüz ruhun,fiziki varlığı olmayan cennete değil,bilakis saygılarını kazandığın kimselerin dimağ ve kaslarında yaşayacaktır.

    dördüncü kısım

    hayat büyük bir müsamaha;ölüm en büyük perhizdir. bu sebeple,hayatın en büyük gününü bu dünyada ve şimdi meydana getir.

    mutluluk verici cennet de yoktur,günahkarların yakılacağı cehennem de yoktur. bizim işkence ve azap etme bu dünyada ve şimdidir. bizim elverişli zamanımız şimdi ve bu dünya da şimdidir. siz bugünü,bu saati tercih ediniz. çünkü yaşayan hiçbir kurtarıcı yoktur.

    sen kendi kalbine, "benim kendi kurtarıcım yine benim" de.

    sana işkence yapacak olan kimselerin yolunu kes ve onları engelle. bırak seni mahvetmeyi tasarlayan kimseler şaşkınlık ve rezalete tekrar atılsınlar. bırak onlar kasırganın önündeki saman çöpü gibi olsunlar ve sonra onlar, senin kendi kurtarışında memnunluğa kavuşsunlar.

    sonra senin tüm kemiklerin gururlu bir şekilde; "bana kim benzeyebilir?".. düşmanlarıma karşı çok güçlü olmadım mı? kendi aklım ve bedenimle kendimi bizzat ben kurtarmadım mı? diyecektir.

    beşinci kısım

    güçlülere ne mutlu. çünkü onlar yeryüzüne sahip olacaklardır. zayıflara lanet olsun. çünkü onlar esarete varis olacaklardır.

    kuvvetlilere ne mutlu. çünkü onlara insanlar arasında saygı gösterilecektir. zayıflara lanet olsun. çünkü onlar yok edilecektir.

    cesurlara ne mutlu. çünkü onlar yeryüzünün efendileri olacaklardır. doğrulukla mütevazi olanlara lanet olsun.

    galiplere ne mutlu, çünkü zafer hakkın temelidir. mağlup edilenlere lanet olsun. çünkü onlar ebediyen köle olacaklardır.

    demir bileklilere ne mutlu. çünkü uyumsuzlar onların önünden kaçacaklardır. ruhta zayıf olanlara lanet olsun. çünkü onlara sille vurulacaktır.

    ölüme meydan okuyanlara ne mutlu. çünkü onların günleri karada uzun olacaktır. mezarın ötesinde daha zengin bir hayata gözünü dikenlere lanet olsun. çünkü onlar bolluk içerisinde mahvolacaktır.

    sahte umudu yok edenlere ne mutlu. çünkü onlar gerçek "mesih"lerdir. tanrı'ya tapanlara lanet olsun. çünkü onlar koyun gibi kırpılacaklardır.

    yiğitlere ne mutlu. çünkü onlar büyük hazineyi ele geçireceklerdir. iyiye ve kötüye inananlara lanet olsun. çünkü onlar karanlıklarla dehşete düşürüleceklerdir.

    kendileri için en iyi olana inananlara ne mutlu. çünkü onlar zihinlerini asla yıldırmayacaklardır. "tanrı'nın kuzuları" na lanet olsun. çünkü onların kanı kardan daha beyaz akacaktır.

    düşmanların bir serpirtisine sahip olan kimseye ne mutlu,çünkü onlar onu bir kahraman yapacaktır. karşılık olarak kendisini küçümseyen başkalarına iyilik yapana lanet olsun. çünkü onlar hakir görülecektir.

    güçlü görüşlü olanlara ne mutlu. çünkü onlar kasırgalara bineceklerdir. hakikat yerine yalanları ve yalanların yerine hakikatı öğretenlere lanet olsun. çünkü onlar iğrenç kimselerdir.

    güvenilmezlikleri kendilerini değersiz yapan zayıflara üç kere lanet olsun. çünkü onlar hizmet edecek ve acı çekeceklerdir.

    kendi kendini kandırma meleği "dindarlar"ın ruhlarına kamp kurmuştur. güç'ün neşe vasıtasıyla sağlanan daimi alevi satanistlerin bedenlerinde ikamet edecektir.

    2. bölüm, hava: lucifer'in kitabı

    tanrı aranıyor. yıllardır bizlerin tanrı'ya inanmadığı şeklindeki görüş yanlıştır. bizler her zaman insanların tanrıları yarattığına inanırız. tanrıların insanları yarattığına değil...

    bazıları için tanrı iyidir. bazıları için korkutucudur. kötü bir olayda kendilerini "tanrının emriydi" diye avutanlar böyle olayların olduğunu ve oldurduğuna izin veren nasıl bir tanrıya tapıyorlar?

    bizler, hayattaki etki ve tepki olaylarının farkındayız. sadece yazılı olduğu için kaderine razı olmayan bizler,kendi kaderimizi yönlendirmeyi biliriz. çünkü herkesin kaderi kendi elindedir.

    bizler, kazandıklarımızın sebebi olarak yine kendimizi görürüz. pozitif düşünce ve kendi işini tanrıya bırakmamak hedefine ulaşmanın en doğal yolu bizim izlediğimiz yoldur.

    dua etmenin işe yaramadığına inanan bizler; hata yaptığında bundan ders çıkarırız. günah dedikleri okuldaki dersten başka bir şey değildir.

    düşman için dua etmek nazik bir şekilde düşmana "senden nefret ediyorum" demenin başka bir yoludur.

    tanrıya tapma tarzı, o kadar fazla tartışılıyor ki bunların hangisine inanmalı ve hangisi doğru? bütün dinler insanın kendi icatlarıdır. beynini bütün bir tanrı sistemi yaratmıştır.

    istek, nefis, nefret, kıskançlık, tembellik gibi duygular doğal değil midir? doğal olan bir şey neden kısıtlanacağına sınırsızca yaşanmasın? bunlar ruhsal huzura varan basamaklardır. bunlar nasıl inkar edilir veya yok sayılır?

    herkes kara büyü ve voodoo'nun kötü şeyler olduğu kanısındadır. kara büyü ve voodoo kullananlar nasıl memnun kalıyor o halde?

    2000 yıldır insanlar zayıf ve güçsüzmüş. bizler ise zayıf ve güçsüz değiliz. çünkü bizler sonsuz,sınırsız gücün peşindeyiz.

    cehennemi hayatta iken yaşayanlar farkına varsın. ki herkes cehennemi hayatta bir kaç kez yaşar.

    insanın üremesini sağlayan ve ona zevklerin en son noktasını veren sekse nasıl sınır veya yasak konulur ki?sekste yasak saçmalıktan başka bir şey değildir. sınırların, kuralların olduğu yerde yapılan hiçbir şeyden zevk alınmaz.

    "büyücü" olan asla gönüllü olmayan birini kurban etmez. eğer insan kurban olmak isterse büyücü tarafından şeytani ritüeller yolunda kurban edilir.

    sana veya grubundaki kardeşine kötülük eden veya etmeyi düşünen, kendi isteği olmasa dahi senin ve kardeşlerin tarafından kurban edilebilir.

    hayattan sonraki yaşama inananlar bırakın inansınlar. satanizm güçlü bir ego ve dünya nimetlerinden faydalanmayı öngören tek dindir. bu dünyada dolu dolu ve kuralsız yaşa.

    senin için en büyük bayram kendi doğum günündür.

    3. bölüm, su: leviathan'ın kitabı

    şeytan çağirma

    in nomine dei nostri satanas luciferi excelsi!

    şeytan adına, dünyanın sahibi, alemin kralı

    karanlığın güçlerini bana vermenizi emrediyorum.

    bana abyssos'un kapılarını açın, kardeşinizi dost görün.

    bize söz ettiğin sevinçleri verin.

    adını kendimin bir parçası haline getirdim!

    doğadaki canlılar gibi yaşamayı seviyorum!

    haklılara saygımı yalancılara lanetimi gönderiyorum!

    cehennemin bütün tanrıları adına söylediklerimin yerine gelmesini emrediyorum!

    gelin artık ve isimlerimizi dinleyin.

    4. bölüm, toprak: belilal'ın kitabı

    kara büyü, olayları veya meseleleri kişinin kendi isteği doğrultusunda değiştirmek ve yönlendirmektir. bizler bize öğretildiği gibi büyü ilminin bütün esaslarını kardeşlerimize öğretmeliyiz. bu ilim sayesinde bizler güçlü, düşmanlarımız ise güçsüz olacaklardır.

    başta öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken büyüler:

    güç büyüsü
    aşk büyüsü
    zarar büyüsü
    nefret büyüsü

    yalancılar her zaman için kurbandır. zarar vermek istediğini hiçbir zaman kurbana açıklama,onu bu konuda aydınlatmaya çalışma.yoksa bu kurbanı kullanarak yapacağın büyünün hedefi şaşar.

    (eserden özet bir çeviridir.)
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap