8 entry daha
  • öyle haydi ben kurşun dökeyim diyince yapılamayan, el verme sistemi ile yayılan fantastik bir güçle yapılır bu. nerede böyle fantastik aktivite olsa içinde biten sülalemin en yaşlı, son mohikan edasındaki kadını ananemde var böyle bir güç. ananem hatun, artık adını taşıdığımdan mı, onca doğru yolu bulurum niyeti ile mi tam bilemiyorum, sülaleden vere vere bana el verdiğinden bir kaç püf noktasını öğrendim geçen gün. artık hayatıma bu gerçekle nasıl devam etmem umuluyor bilmiyorum ama paylaşayım; çünü benim pek kurşun dökebilecek kapasitem yok bence:

    1- bu kurşunu erittiğimiz tavanın içine katı kurşunla birlikte kurşun çabuk erisin diye de mum parçacıkları atılırmış. kimyasal olaylar, ananemi zorlamanın anlamı yoktu, vardır bir hikmeti. ancak, mum parçacığı attıktan sonra çok fena bir duman çıkıyor, aman diyeyim ben..
    2- hani, nasıl rakının pezevengi beyaz peynir, kavun, humus, şalgam vesaire ise bu kurşunun pezevengi de ekmek, tuz, bıçak, ayna, soğan ve sarımsak.. tek tek anlamları ve fonksiyonları var herbirinin:
    misal soğan ve sarımsak kabukları, kurşun eridikten sonra tavada yakılıyor, dumanı odayı kaplıyor; bu parafinle birlikte tütsü şeysi oluyormuş. artık ne niyetle bilemedim, aklıma en makul çözüm, sarımsağın doğal antibiyotik olması geldi ama pek ilgi kurulabilir cinsten değil be.
    tuz da kurşun döktüren kişinin ağırlığı gitsin diye kullanılıyor. hatta bilenler bilir, böyle bir musibet, bela geçirenler ekmek-tuz dağıtırlar bilmem kaç kapıya. işte bu sebeple tuz bizim için çok özel, kurşun dökme işleminde de ondan öyle mühim.
    bıçak, "kem gözlerden gitsin, gözleri kör olsun inşallah" dileklerini "kimin gözü değerse gözüne batırayım" amacı ile sembolik olarak birleştirmek için kullanılıyor. gözle her türlü mistik şeyle uğraşan tiplerin bir alıp veremedikleri var zaten. aynı cinsmiş gibi geliyor bana, bu kahve falında da aynı terane. hatta çevremde en benim diyen: "batıl inancım yok, ama bir nazar var beybi" dedi..
    aynanın koyuluş amacı da, "kim bana göz diktiyse kendi gözü körolsun" demekmiş mesela. bir de ben bunu da öğrendikten sonra kurşun dökmenin iyi niyetinden şüphe eder oldum. bu kadar beddua, bu kadar kötü dilek sembolü nesne biraz ayıp sanki, bence. bir de hani aynaya bakınca kendi sıfatını görüp düzelir diye inanıyorlar. ben henüz kendime bakıp düzelmedim herhangi bir kez ama; hani kendisine değecekse bir kendi gözü değmeli insanın falan gibi inanıyorlar galiba. ne gözmüş arkadaşım..
    ekmeğin bu işlemdeki amacı köpeklere yedirmek. böyle insanlar için sürekli "gözü körolsun" bilmem ne dedikten sonra, bu hayvansever hareket neden, pek akıl kârı değil. zaten köpek de zannederim dosttan ziyade düşmanla ilişkilendirmiş bir hayvan; böyle olunca düşmanların yedikleri içtikleri içlerinde şişsin de konuşamasınlar niyeti ile köpeklere veriliyor. bir de bu işler gönül işeri beybi dedi ananeciğim, gönlümden şüphesi de yok, en çok bu dokunuyor bana..
    3- işlem bitince kurşun dökülen su, ortamdaki en küçük kişi tarafından konuşmadan bir su kenarına dökülür son olarak. konuşmamanın nedeni suyu dökecek kişinin yolda şeytan tarafından aklının çelinmemesiymiş. suyun da kötü niyetleri taşıdığı, uzaklaştırdığı gibi bir inanış var.

    el değil ama işin tüm sırrını verdim, doya doya döküp döktürülebilir kurşun şimdi.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap