11 entry daha
  • antik uygarliklar doneminde bu kalemkutunun, ozellikle de optimus prime'lisinin, bir cocuk uzerinde tam olarak nasil bir etkisi oldugunu anlatmak oldukca guctur.

    henuz 6 yasindayim, o yasima kadar koyden disari neredeyse hic adimimi atmamisim. koy dedigim de aslen kasaba ama nufusu 2.000 bile yok. kisa sureli sehre panayira gidislerim var ama o da gunu birlik. pamuk helva yiyip, atli karincaya biniyorum, sonra aglayarak geri donuyorum. bunlar disinda tum hayati koyun sonundaki citten izlemisim seneler boyu.
    bu yas sona ererken ilkokul icin sehre gittigimde ilkin cok fazla beni yoracak, beni kultur sokuna sokacak seyler yasamadim. icinde bulundugum sinif "benim gibi" cocuklarla doluydu. konusmamla dalga gecilmez, koyden geldigimin bilincinde olduklari icin nerede durmalari gerektiklerini bilirlerdi. oldukca kavgaci ve hircin bir yapim oldugunu buraya not dusmek gerekir. simdi pamuk helva gibiyimdir.
    nihayetinde ekonomik durumu sallantida diyebilecegimiz, isci sinifi cocuklari icinde nispeten esnaf bir ailenin bir cocugu oldugumdan neredeyse kendimi sinifin hakimi kabul ediyorum. hic itilip kakilmadigim ve hatta itip kaktigim icin dogal olarak bu bilesenlerle ego tavana vurmus durumda. ne istersem yaparim, ne istersem sahip olabilirim.
    kaba saba konusmam, yumrugunu sikmaktan cekinmemem ve sonucunda olusan ego... bu ego evimin adresini bile tarif edemedigim icin dalga konusu oldugum yeni sinifim olan 3. sinifla birlikte tarumar oluyor. ogretmenin hatasi aslen, ben evi guzelce tarif etmistim: "burdan teee duz gidionuz, yamadan asagi inince accik asagida" nin neresi anlasilmaz allaskina? anlamadilar ama iste, ustune bir de dalga gectiler. hal boyle olunca ilk gunden tum otoriteyi yitirmistim. gun bitmeden bu sinifin daha onceki sinifimdan farkli oldugunu anlamakta gecikmedim. bu sinifta memur cocuklariyla, sehrin buyuk kodamanlarinin cocuklari vardi. neredeyse hepsinin guzel yamasiz kabanlari, orgulu guzel saclari, halley disinda guzel spor ayakkabilari vardi. hatta birisinde pompali ayakkabi vardi, boyle sisiriyordun, ziplayinca yere daha yumusak inis yapiyordun. neresinden bakildigina gore degisse de "normal" bir cocuk icin muthis seylerle dolu bir sinifti. fakat bunlarin hicbirisine sahip olmayan bir cocuk icin ise kiskanlik yuvasiydi.
    o gunun aksaminda sondan onceki derste, daha sonra senelerce arkadasim olacak olan, bir cocugun kalemkutusunu gordum. allahim yok boyle bir sey, insanlar yapmis olamaz bunu. basiyorsun optimus'un kollari cikiyor, basiyorsun yandan kalemtiras firliyor. herifcioglu dersle ilgilenmek yerine bununla oynayip duruyor. o zamanlarda star'la birlikte transformers'in yukselisi oldugundan, her cocugun kendisini optimus prime gibi tir sanmasindan oturu bende actigi yarayi tahmin edebilirsiniz.
    ders bittikten sonra gidip dokunmak istedim, oynayayim az dedim. e kulhanbeyligi de var, gittim "versene lan" dedim. "ne vericem git babana soyle alsin sana bi tane" gibisinden bir seyler soyledi bu cocuk. sonrasinda siranin ustune yapistirip yumruk attigimi hatirliyorum. bayagi dovmustum. sonra oynamistim ama o kalemkutuyla. superdi lan!

    daha ilk gunumde boyle super bir baslangic yapmamdan oturu ogretmen ailemi cagirmisti. ailede egitim hayatima tek ilgi duyan kisi ablam oldugundan o gelmis, binbir zorluklarla ve torpille aktarildigim yeni sinifimin ogretmeninden, cocuk gibi azarlar isitmisti.
    ablamin yuzunun kizarisi, mahcup bir sekilde benim adima ozurler dileyisi hala aklimdadir, buna ragmen gelip bana bir sey dememisti.
    yetmezmis gibi "sana alicam ben bi tane kalemkutu" demisti ama sonradan ben uzaktan kumandali (neresi uzaksa 1 metre kablosu vardi) tank istedigimden, tanki almisti. tank kibrit copu firlatabiliyordu lan! o daha bombaydi.
    nasil olsa optimus prime'la oynamistim bir kere olsun, hevesimi almistim...
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap