1 entry daha
  • 2006 yapımı bahman ghobadi filmi.

    açılış sahnesini çok sevdim: film horoz dövüşünden önce alıntıyla başlıyor; "ölüm varken ben yokum ben varken ölüm yok, ölümden öte kar ve zararın önemi yoktur" sonra horoz dövüşüyle film başlamış oluyor. hikaye kısaca şöyle: efsanevi kürt müzisyen, saddam hüseyin'in devrilmesinden sonra bazılarına göre neverland, bazılarına göre kürdistan olan bölgeye son konserini vermek üzere yola çıkıyor. yani bu bir yol filmi ama işin içinde yine ghobadi'nin bildiğimiz büyülü gerçekçiliği devreye giriyor, hatta zaman zaman iş gerçeklikten koparak saykodelik sahneler araya giriyor. ghobadi'nin kendi insanını anlattığı sinemasının kusturica'yla ilişkisi şüphe götürmez; ancak şu var, ghobadi büyülü gerçekçilikle hikayesini çok daha alçakgönüllü bir şekilde anlatıyor, işe masal tadı katmaktan ziyade bu trükleri senaryoda hikayeyi şekillendirmek için joker gibi kullanıyor. gerçi bu filmde işin dozajı kaplumbağalar da uçar'a nispeten biraz daha fazla ama o sembolizmin ustalığı, senaryonun sağlamlığıyla (tek bildiği türkçe "seni seviyorum" olup türk askerinden dayak yiyen karakter misal) kesinlikle bir önceki filminin üzerine çıkıyor kanımca. ne kadar hüzünlü bir hikaye anlatsa da işin içine kara mizahı (otobüsteki abilerin ressamların isimlerini saydıkları sahne çok iyiydi) nefis bir biçimde katıyor.

    özetle ghobadi "olmayan" ülkeye yapılan bu yolculuktan apaçık bir ülke sineması şekillendiriyor. filmin istanbul film festivalinde de ödül aldığını söylemek lazım.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap