1 entry daha
  • demokratik açılımın kapsamı ve içeriği devletin edimleri açısından değerlendirildiğinde; hilafetçilerin, musul’u, türkiye’ye vermemeye kararlı ingilizlerin ve ağa, şıh, beylerden oluşan kürt feodallerinin başına buyruk yaşamak ve taviz koparmak için çıkardıkları isyanları çıkar birliği temelinde cumhuriyet ve devrimlerine yöneldiğinde oluşan otokratik refleksin, içinden geçilen tarihi konjonktür içinde oligarşik bir karaktere bürünmesiyle yok saydığı farklı kimlik, inanç ve sınıfların demokratik taleplerini şiddetle bastırmış olması eleştirilerek; bugün gelinen demokratik ve siyasi olgunlukla, bastırılan veya ertelenen bu taleplerin çözümü istenilmektedir.

    demokratik açılımın öznesi içindeki ‘kürt sorunu‘ tarafında yer alan legal siyasi unsurlarının, 1 eylül’de, “bakın ha ayrılmayı gündeme taşırız sonra(!)” diyerek adres gösterdikleri abdullah öcalan’ın, tümü daha ortaya çıkmamış “yol haritası”nın basına yansıyan yönüyle, on yıl önce yargılandığı sırada savunmasındaki örtüşen ifadeleri, bu kişilere batırılmış bir çuvaldız niteliğindedir.

    “iç içe geçmiş, coğrafya yani ortak vatan özelliği, yüzyıllarca dil ve dinde doğal asimilasyonla kurulan kültür yakınlığı ve en önemlisi sürekli ortak devlet çatısı altında yaşama, aslında, demokratik çözümün objektif koşullarının gelişkinliğini gösterir.
    doğal asimilasyon yüzyıllardan beri kürt-türkü çok yakınlaştırmış iken inkara, zoraki olana gerek yoktu. kaldı ki resmi dil olarak türkçe’nin gelişimi ve kabulü doğaldı. türkler, türkiye uluslaşmasının kökeniydi buna da itiraz olunamazdı ve doğaldı. devletin temel kurucu gücü olarak başka türlü de olunamazdı. herkesin bu uluslaşmada yerini alması atatürk’ün “ne mutlu türküm” demesinin de tarihi anlamı buydu. en başta atatürk bunu osmanlının “etrak-ı bi idrak” dediği türkler için söylüyordu. nasıl ki herkes çok kökenden gelmesine karşın, ortak ingilizceyle ben “amerikan ulusundanım” diyorsa ve hatta isviçre gibi dört ulusal dilli ve kültürlü bir “isviçre milletindenim” diyorsa, türkiye’de de ortak bir ulustan bahsetmenin yadırganacak bir yanı da yoktur. burada ulusal bütünlük tartışılmıyor, tartışılmamalıdır. aynı şey daha fazla ülke ve devlet bütünlüğü için de geçerlidir. bu hususlar açık olmasına rağmen, sosyolojik ve siyaset bilimi açısından anlamı üzerinde özlüce durulmuyor, şoven, aşırı bir milliyetçilik gerekçesi yapılarak asıl sorun haline getirilmeye başlanıyor. atatürk milliyetçiliği ırk, köken milliyetçiliği olmadığı, esasında tarihten süzülen bir kültür ulusçuluğunu esas aldığı halde bu ulusçuluktan sapma, karşı bir milliyetçiliğe zemin hazırlıyor. cumhuriyetin kuruluş yıllarında, fazla yüze vurmayan bu milliyetçi yaklaşımlar, kürt toplumunun hakim –başına buyruk, hanedan, ağalık, şeyhlik, reislik- yanlarıyla birleşince tabi ki ayrılıkçılık biraz daha derinlik kazandı. avrupa türü bir demokratik kabullenme, dil, kültür, din, etnik farklılıkları demokratik potada hem çatışmalı yanlardan koruma, hem de, ortak kamu yararına dönüştürme düşünülmedi. hatta tümüyle demokrasi bir yana itilince ve ellilerden itibaren sınıf farkları büyüyüp, cumhuriyeti adeta yeniden ele geçirince, oluşan bir oligarşik yapı demokrasinin önünde engeldi. demokratik sistemin, giderek gelişecek sınıf, dil, kültür ve hatta dini çelişkileri çözme imkanı doğmayınca, sorunlar yetmişlerde yerini çatışmalara bıraktı.

    yapılması gereken cumhuriyeti ve onun ortak vatan gerçeğini tartışmasız kavramak, kabul etmek, onun içinde atatürk kişiliği de dahil, toplumsal sorunların daha demokratik çözümünü, tbmm ‘de tartışarak, gerektiğinde gruplaşarak asla geriye ve ayrılıkçılığa düşmeden, gerektiğinde aynı cumhuriyet, misak-ı milli esaslarına bağlı ama daha demokratlaştıran, çözümlerle bunu birçok toplumsal birime taşıran, gerek yeni parti ve ittifakları da deneyerek, bir çok avrupa devletinde yapıldığı demokrasiyi yaygınlaştırarak, cumhuriyet devrimciliğini demokratik evrimlerle ilerletmek demokratik cumhuriyete götürmekti(r). doğrusu, ama halen başarılamayanı da tam budur.”

    bakınız: a ocalan, savunma, cumhuriyet, tarihinin bu en kapsamlı sorununa demokrasiyle yanıt vermelidir, adlı bölümünden.
56 entry daha
hesabın var mı? giriş yap