34 entry daha
  • bütün okuyucuların affına sığınarak ufak bir fıkra ile irdelemeye çalışacağım hadisedir.

    ünlü bir tüccar, kırk haramilerin daimi olarak kervan yağmaladığı bir çölden geçmek istemektedir, bunun için kendisine koruma arar. şehir ahalisi, tüccarı, sultanlıkta kılıçta maharetiyle nam salmış bir kılıç ustasına yönlendirir. fiyat üzerine anlaştıktan sonra yola çıkarlar.

    beklenen olur ve kırk haramiler kervanı basar. tüccar, kılıç ustasının arkasına saklanır, ama silahşör kılını bile kıpırdatmaz. haramiler, kimsenin kıpırdamadığını görünce, kervanı soymakla kalmayıp, kılıç ustasının ve tüccarın üzerindeki her şeyi alır, ikili, çölün ortasında dımdızlak kalır. tüccar dehşet içinde kılıç ustasına bakıp bağırmaktadır, ama kılıç ustası istifini bozmaz.

    haramiler, hiç tepki olmaması üzerine, e kırk erkek bi mağarada kal kal nereye kadar takdir edersiniz ki**, hazır arkadaşları "soymuşken" bari bi işe yarasın derler ve şalvarları indirip silah ustasına girişirler. birinci harami işini gördükten sonra, kılıç ustası kaşları çatar, "bakın, fazla hoşlanmadım ben bu işten" der. beşinci haramiden sonra "kızıyorum artık!" der. on beşinci haramiden sonra öfkeden bağırıp çağırmaya başlar. bu sırada zavallı tüccar sıranın ne zaman kendisine geleceğini beklemektedir. otuz beşinci haramiden sonra, kılıç ustası "şimdi tepem attı!" der, haramilerin birinin belinden bir kılıç kapar ve kırk haramiyi birden efsanevi bir kılıç oyunuyla dize getirir. haramilerden tüccarın hazinesini alır, üstüne haramilerin o güne kadar çaldıklarını da alır.

    tüccarın önüne hazineyi geri yığdığı zaman, tüccar, "teşekkür ederim" der, "şimdi şehre geri dönebilirsin. ben başka birini bulacağım."
    kılıç ustası şaşırır, "daha ne istiyorsun? kırk tane soyguncu saldırdı, hepsini yendim, üzerine mallarını misliyle kurtardım?"
    tüccar iç çeker, "kurtardın kardeşim, kurtardın da, bize her saldırdıklarında ben seni ***ecek otuz beş tane haramiyi nereden bulayım?"

    myspace'e erişim, 5651 sayılı kanun uyarınca, mahkeme kararıyla engellendi. şimdi myspace'e erişimin engellenmesi'ne gösterilen tepkilere bakıyorum. youtube'un, onun bunun engellenmesine oluşan tepkiden kat kat daha fazla. bu çok güzel bir şey. ama "yeter ulan artık bu sansür!" başlığı altında gösterilen tepkilere baktığımda (asla sözlük'teki yorumları veya yazarları doğrudan veya dolaylı olarak kastetmiyorum, yanlış anlaşılmasın, gazetelerden, forumlardan ve facebook gibi ortamlardan takip ettiğim kadarıyla) çoğunun "myspace müzik gruplarının parlamaları için tek yoldu, müziği baltaladınız, yeni sanatçılar çıkamayacak, grubumuz dağılacak...ve bu bir ifade özgürlüğü ihlalidir, böyle bir yasak demokratik bir ülkede olmaz" şeklinde olduğunu gördüm. kardeşim, sonuna kadar haklısınız da, youtube kapatılırken aklınız neredeydi? biz demedik mi, kapatılan bir siteye dns ayarlarını kullanarak girebiliyor olmak bir özgürlük değildir, özgürlük mevcut seçenekler arasından seçim yapabilmek değil, en başta seçenekleri belirleyebilmektir diye?

    şimdi recep tayyip erdoğan çıksa, "ben myspace'e girebiliyorum, siz de girin" dese ne olacak? ulaştırma bakanı çıkıp "ben last fm'im, myspace'im, bana kimse karışamaz, öyle bir şey yok, gelirsin, vergini ödersin" dese ne olacak? gerçekten haklı tepkilerini gösteren insanlar, bu engellemeden doğrudan etkilenen insanlar, youtube'da olduğu gibi "haa evet.. sktiret yaa ktunnel'dan biz myspace'i yürütürüz" diyebilecekler mi?

    böylesine bir tepki, ilk site kapatma saçmalığı meydana geldiğinde doğsaydı olaylar daha farklı gelişebilir miydi? belki gelişirdi. belki de gelişmezdi. şimdi bir şeyler olabilir mi? belki olabilir. en azından konuyla ilgili, ilgili mercilere gidecek şikayetlerin sayısının kat be kat artacağı kesin.

    ama, ah be kardeşim, bir dahaki sefere bütün bakanlar kurulu'nun mu hallenmesi gerekecek yeter diye bağırabilmemiz için?
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap