5 entry daha
  • travesti ve transeksüel olmak kabahat!

    biz istanbullu kadınlar, “kabahatler kanunu” uygulamasını ilk kez 2007 yılına girdiğimiz saatlerde, taksim’de üç kadına kameraların gözü önünde cinsel saldırı yapanlara verilen 69 tl. cezadan biliyoruz. bu ne biçim bir adaletsizliktir ki, tck’de ceza alt sınırı 2 yıl olan bir fiil, erkek-polis ve yargı işbirliğiyle “kabahat” olarak değerlendiriliyor ve bu saldırganlar 69 lira vererek kurtuluyorlardı
    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5

    sokaklarda erkek işgali!

    hasbiye günaçtı
    sokaklar,vapurlar, mahkeme salonları heryer onları seslerinin işgali altında. onlar işgal ettikçe kadınların sesleri daha az çıkıyor.zaten daha da çok çıkan her erkek sesi adeta susturulmaya çalışılan daha çok kadın sesi anlamına geliyor. erkekler her yeri olduğu gibi sokakları da işgal etmişler. bu işgali fark eden herhangi bir kadına tahammülleri yok. bu işgale karşı -ancak kalabalık olduğumuzda- çıkarabildiğimiz sesimizi hemen, fark ediyorlar..azarlama ya kalkıyorlar, “susun” diyorlar. direnirseniz üzerinize doğru gelip bedenlerini şiddet unsuru olarak kullanıp “hastirin gidin” diyorlar.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…-qsussssq-gal

    “sol patriyarkayi hâlâ “kadin sorunu” biçiminde bir alt başlik olarak görüyor”

    söyleşi

    birikim dergisinin, ağustos- eylül 2009 sayısından alınmıştır.

    asena günal: feminizm ile sosyalizm arasındaki ilişkiden başlayalım istersen. bu ilişki nasıl tasarlandı? bir iç içe geçme mi, organik bir bağ mı, mekanik olarak eklemlenme mi, yoksa sosyalizmin feminizmle ya da tersi feminizmin sosyalizmle tamiri mi? hem sen nasıl bir ilişkilendirmeden yola çıktın, hem de başka türlü ilişkilendirme biçimlerini nasıl değerlendiriyorsun?

    gülnur acar savran: bu konuda üç yaklaşım belirginleşti gibi gözüküyor. bunlardan bir tanesi, ödp’nin kuruluş aşamasında ve ilk yıllarında ön plana çıkmış bir anlayıştı. ödp içinde birçok feminist arasında yaygındı bu yaklaşım. (tabii burada sosyalizmle feminizm arasında şöyle ya da böyle bir ilişki kuran feministlerle sınırlıyorum söyleyeceklerimi. ) ödp’nin kuruluş döneminin politik iklimiyle tutarlı bir anlayıştı bu. kimlik politikasının revaçta olduğu bir dönemdi bu.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…ndem&itemid=6

    8 milyar dolari kadinlara verin!

    hülya osmanağaoğlu

    dünyada kriz var dendi işsiz kaldık. evdeki çocuklar ve kocalar işten atılınca aç kalmamak için iş aramaya başladık, işsizliği siz artırıyorsunuz dediler. şimdi de çocuklarınıza oyuncak alın ekonomi düzelsin diyorlar. son istatistikler işsizliğin yüzde 13 civarında olduğunu söylüyor. kuşkusuz bu rakamlar, gerekli eğitime sahip olamadığı için iş bulma umudu kalmayan, uygun koşullarda kreş ya da yaşlı ailesini bırakacak yer bulamadığı için çalışamayan kadınları içermiyor.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5

    kadinlara karşi sinsi yasa

    müge yetener
    kürtaj hakkımıza saldırılıyor. nüfus yasası'nda yapılan değişiklikle kadınların kürtaj hakkı erkek iznine bağlanıyor.son zamanlarda basına yansıyan haberlerden, hem evli, hem de bekâr kadınlar için devlet hastanelerinde kürtajın neredeyse imkânsız hale geldiğini öğreniyoruz.5237 sayılı tck da, (“çocuk düşürtme” madde 99) kürtajda eş rızasına dair bir kısıtlama görülmüyor. ancak, 2827 sayılı nüfus planlaması hakkında kanun’a baktığımızda, “gebeliğin sona erdirilmesinde izin” başlığında; “rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir’’ maddesini okuyoruz

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap