6 entry daha
  • 'ne' (number of earthlike) parametresi denklemin en gudik parametresi gibi duruyor. frank amca tamam buna benzer en az bir gezegende, ki o da dünya oluyor, yaşam başlamış ve devam ediyor demişsin ama bu bir bakıma "önyargılarımız neticesinde kafamızda oluşturduğumuzdan başka bir yaşam formu olamaz" demeye benziyor. bir gezegende yaşamın ortaya çıkıp devam edebilmesi için dünyaya benzer bir gezegen olması gerektiği düşüncesi, tahayyül edilen e.t.'lerin az biraz bize benzemesi (biz derken herhangi bir dünyalı yaşam formu) gerektiği düşüncesinin ya da kabulünün sonucunda oluşmuştur ve carl sagan bu düşünce biçimine "bilimsel şövenizm" adını vermiştir. (haliyle) karbon bileşiklerinden oluşan bir dünyalının yaşamaya devam edebilmesi için "olmazsa olmaz"ları vardır elbette. lakin birinin olmazsa olmazı, ötekinin olursa olmazı olabilmektedir. mesela birçok tür oksijene gereksinim duyarken, oksijene ihtiyaç duymadığı gibi organik molekülleri tahrip edici özelliğinden dolayı oksijenden zehirlenen türler de vardır. aynı gezegende aynı ortak atadan evrimleşmiş canlılarda bile "olmazsa olmaz"lar bazen epey değişiklikler gösterebiliyorken "karbon bileşikleri'nden oluşmamız haricinde (ki bazılarına göre bu da şart değildir)" dünyadaki yaşamın temellerinden yola çıkarak evrensel boyutta yaşam kriterleri öne sürmek anlamsız olacaktır.

    diğer "earthlike" kriterler de yaşama elverişli sıcaklık aralıkları ve ultraviyole süzgeci görevi gören bir atmosfer olarak önümüze getiriliyor. evet, bir dünyalının yaşayabilmesi için gerekli optimum sıcaklık aralıkları ve kendisini ultraviyole ışığının zararlı etkilerinden koruyacak bir ozon tabakası gereklidir. bunun nedeni o dünyalının o sıcaklık aralıklarının olduğu bir ortamda evrimleşmiş olması ve bu nedenle o sıcaklık aralıklarının onun için "optimum" hale gelmesidir, başka bir gezegende evrimleşmiş canlı için de o gezegendeki sıcaklık aralıkları optimum olacaktır. ultraviyole ışınlarının zararlı olmasının sebebi de birçok dünyalı canlı türünün ozon tabakası oluştuktan sonra evrimleşmiş olmasıdır, kaldı ki dünyadaki yaşam atmosfer ve dolayısıyla da ozon tabakası yokken ultraviyole sağanağı altında başlamıştır. yani yoğun ultraviyole ışını varlığının yaşamın başlayıp devam etmesine bir engel teşkil etmediğine kanıt dünyadaki yaşamın kendisidir.

    ha bir de "hayat gezegenler dışında, yıldızlar arası yoğun bulutlarda da başlayıp sürebilir" gibi uç fikirler de var fakat bu bulutlar hem görece kısa sürede yoğunlaşarak yıldızları ve gezegenleri oluşturdukları için kısa ömürlü olmaları nedeniyle, hem de yoğunlaşırken aşırı ısınmaları nedeniyle içerdikleri organik maddeleri yok edebilecekleri düşünülerek fazla gerçekçi görünmemektedir. ayrıca denkleme nasıl koyulacakları da ayrı bir muamma olsa gerek.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap