• sanatı hayatın estetize edilmiş varyasyonu olarak düşünecek olursak, sanatın hayatı taklit ettiğini ve ulvi amaçlara ulaşmak için varolduğunu düşünebiliriz. ama hayatta öyle yerçekimsiz anlar oluyor ki hayatın sanatı taklit ettiğini düşünmeden edemiyoruz. bu anları bir sanat formuna aktardığımız vakit bazen "inanadırıcılıktan uzak" şeklinde eleştiriler bile alabiliyorsunuz. oysa bilmiyorlar ki bunlar gerçek. içine biraz sanat sosu katınca mı böyle diyorlar acaba? bir denge kurma şansı yok mudur?

    örneğin evinde çöp biriktiren bir kadın görmüştüm yıllar önce. öyle muntazam haldeydi ki çöp yığınları ve kadın öyle formlar vermişti ki o atıklara sanki deneysel bir sergi açmıştı evinde. o kötü kokular da adeta yaptığı anti sanatın pekiştirici bir aromasıydı sanki. en ilginci ise köşede duran mao posteriydi. neler anlatıyordu bu kadın. muhabir arkadaşım fotoğrafı çekip o anı ölümsüzleştirdiğinde lehime kullanabileceğim bir delilim olmasına çok sevinmiştim.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap