7 entry daha
  • çocukluğumun en zevkli faaliyetlerinden biriydi marley kırmak. o zamanlar her evin zemini marley kaplı olmasına rağmen kırmak için marley bulmak çok zordu, ulaşılmazdı. betebe taşından sonra en zor bulunan ikinci maden diyebiliriz marley için.

    aslında döşenmesi de çok meşakatlidir. önce odanın tamamına zift sürülür, daha sonra ucu testereye benzeyen (adını bilemedim) mala benzeri bir alet ile tırtıklı tırtıklı düzleştirilir, marley yerleştirilir ve bir osmanlı tokadıyla yerle yeksan edilir. marley ustalarının -ki aynı ustalar genelde tesisat işlerine de bakar- elleri insan eli gibi değildir. görüldüğü yerde kaçılması gerekir. pembe, yeşil ve mavinin en uçuk tonlarında imal edilen marleylerin üzerinde siyah kesik kesik çizgiler bulunmaktadır ve gerçek bir marley ustası bu çizgileri asla birbirini takip edecek şekilde döşemez. zira döşenen marleyi gören başka bir şahıs, oranın muşamba ile kaplanmış olabileceğinden endişe eder.

    hiç bütün marley'i ortadan ikiye kıramadığımdan olsa gerek hâlâ marley kırmaya heves ederim. önce a4 kağıdı gibi 2 ucunu birbirine değdireceksin, sonradan ortadan bastırıp çıt diye kıracaksın, hayali bile güzel.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap