pwc
-
dışarıda sürüyle insanın, kapağı atabilmek için can attığı, içerideyse bir dokunsan bin ah işiteceğin sürüyle insanın olduğu emek değirmeni. ol mahiler ki derya icredir deryayi bilmezler mi diyeyim, davulun sesi uzaktan hoş gelir mi diyeyim bilemedim.
5 yıl sonra gelen edit: ne diyeceğimi buldum. diyeceklerimi daha doğrusu. yaklaş... bugün itibariyle ülkemizde ortalama yaşam süresi 73,94 yıldır. geçmiş verilere dayanarak her 10 yılda bir bu sürenin 4 yıl uzadığı varsayımında bulunarak şu an 25 yaşında olan bir erkek insanının, tahminen 80-85 yaşlarında öleceğini (nşa) ve 60 yaşına kadar bilfiil çalışacağını öngörürsek. 7 yaşında okula başlayıp ömrünün 17 senesini eğitimle geçiren ortalama bir türk genci askerliğini de yapıp 25 yaşında iş hayatına başlasa emekliliğe kadar ömrünün 35 senesini çalışarak geçirecektir. gelmek istediğim nokta burası işte. bu 35 yıllık dönem. bu öyle bir dönem ki kişinin 25 yıllık birikimine göre şekillenmeye başlar bir süre sonra kalan yaşamınızın tamamını şekillendirir.
yukarıdaki teraneleri çalmamın sebebi de bu doğrultuda denetim sektöründe geçirdiğiniz çalışma süresi ile çalışma hayatınız boyunca kazanacağınız para arasında daima pozitif bir korelasyon olacağı düşüncesi. burada mesele çalışma hayatına başlangıç noktası ve bunun pwc ya da genelleyecek olursak denetim sektörü olması. denetimin ne olduğunu az çok bilen herkesin tahmin edeceği üzere denetim sektörü yoğun çalışma saatleri ve yoğun öğretici faaliyetleri ile bilinir. şahsi kanaatim bu denetim olgusunun psikolojik ve sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiği. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş, (hepsi çok iyi olmasa da) yabancı dil bilen, canavar gibi gençlerin binlercesi her sene nasıl oluyor da denetim şirketlerinin kapısını aşındırıyor işe alınabilmek için, üstelik akıl dışı saatlerde ve stres altında çalışacağını bilmesine rağmen. gerçekten incelenmesi gereken bir konu bence. insana bunu yaptıran nedir diye sordum kendime ve 100 farklı cevap aldım. ileride çok para kazanma hırsı, istediği diğer iş fırsatlarının olmaması, yurt dışı master planlarken hayallerin suya düşmesi ve iş aramaların sonucu denetime başlamak ve yeni mezunun girebilme ihtimalinin diğer iş fırsatlarına göre daha yüksek olduğu yer olması. sebebi de yüksek personel turnover sonucu big four'un demin bahsettiğim iyi üniversitelerden her sene yaklaşık 400 kişiyi işe alması.
işe alınan bu gençlere torna tesfiye atöylesindeki gibi teknik donanım anlamında bir şekil vermeye çalışılır. dayanabilen kalır, yeni şekliyle başka bir işe yaramak üzere bir makinaya parça olur ya da kalır atölyede şekil veren makinaya parça olur, dayanamayansa bana bu kadar şekil yeter, varsa şekliniz bütçe raporlamaya bekleriz diyenlere koşar. mesela 5 yılın sonunda da genellikle iyi bir maaşa iş değiştirir. (maaş skalası: çok kötü-kötü-orta- iyi- çok iyi - yuh maaşa bak)
meselenin özü ilerde çok para kazanmak için 35 yıllık çalışma hayatının ilk beş yılını (opsiyonel olarak daha da fazla) bu şekilde geçirmeye değip değmeyeceği ki bu dönem bahsettiğim standart kişinin yaklaşık 25-30 yaş arasına denk gelir ki civcivli ,dolu dolu, güzel bir zamandır. tabi ki seçim şartlara, fırsatlara, insan ilişkilerine vs. göre değişir ama bu ilk beş yıl gerçekten önündeki 30 seneyi ve sonraki 20 seneyi bu kadar etkiliyorsa dayanmaya, dayanırken de şekil almaya devam etmeye değer bence. tek bir şartla.. sağlığın yerindeyse gamsız olmak şartıyla. fiziksel olarak kendini paralamanın üstüne bir de stres yaşamak, -15 derecede terleyip buz gibi su içmek gibidir. gamsız olun, yapamıyorsanız bana gelin anlatıcam hepinize. kalın sağlıcakla.
https://www.youtube.com/watch?v=xksha7--kxc
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap