5 entry daha
  • colonia, bir proje olarak, albüm olarak çıkacağını öğrendiğimden bu yana en fazla heyecanla beklediğim şeydi. bunda ilk albümün daha ilk notalardan itibaren kanınıza işleyen yoğun melankolik tadının etkisi büyük. ha bu lafımdan "kuzeyli arabesk" düşkünü olduğum da anlaşılmasın, lakin ilk albümün size vahşi bir hayvan gibi çarpan bir yanı vardı. yabani, doğal, makyajlanmamış, hani moda terimle gdo'suz.

    sevgili kampçılar bu kez amerika'nın nerelerinde gezdilerse yollarını bayağı değiştirmiş gözüküyorlar. pudra şeker kaplı laylaylom melodilerin belki de tek katlanılabilir yanı tıpkı ilk albümde olduğu gibi zekice yazılmış şarkı sözleri (o da bazılarında!). ancak bu bir şiir kitabı olmadığı için albümü sadece sözleriyle değil, sözleri bütünleyen armonik yapılarla değerlendirmek durumundayız ve işte tam da bu nokta zurnanın zırt dediği yer. şarkılar üzerlerinde çok çalışılmış, düzenlenmiş, çekiştirilmiş, değiştirilmiş ve ilk çıktıkları gibi değil de sonradan süslenmişler gibi geliyor kulağa, bir laboratuar çalışması, bir hastane hijyeni, alkolle, kolonyayla yapılmış bir temizlik, ooh ferah ferah hissi. nina bu albümde the cardigans'ın her albümde farklı yerlere yaptığı yolculuğunu taklit etmiş gibi geliyor ve hayal kırıklığımı üzerimden atamıyorum.

    ilk dinleyişte kulakta kalan ne var? chinatown'ın "kendimi kasap dükkanının camında gördüm" lafı mı? albümün ortasına bile denk düşemeyen 29 saniyelik manasız bir enstrümental es mi? yoksa karı kocanın al bano ve romina power'a özendiği düet mi? sizi bilemiyorum ama ben algebra'mı, elephant'ımı, song for the leftovers'ımı geri istiyorum.

    a camp'ın her şarkısının gerçekten bir mevsimi varsa bu albüm bütünü itibariyle pastırma yazına denk düşüyor. yersiz, zamansız, anlamsız bir sıcaklık.

    it's not easy to be human hatrına notum beş üzerinden iki. (bkz: fail)
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap