aynı isimde "muhbir (sıla şarkısı)" başlığı da var
10 entry daha
  • mahalle asayişinin kendisinden sorulduğuna inanan ve fakat bileğine güvenip olay mahalline seyirtemeyen göbekli amcaların; müzevir mahalle karılarının (evet, böylelerine 'karı' deniyor, cinsiyet gözetilmeksizin) ve dahi reis-i hane peder beyi gurbette veyahut da öte alemde (toprağı bol, rahmet üzerine olsun) olan tüyü bitmemiş delikanlıların da bir çırpıda malik olabildiği yegâne sıfat: muhbir.

    çünkü muhbir, 'ihbar eden', 'bildiren' demektir. ispiyon denen ve türkçe bilen herkeste aynı hissiyatı uyandıran 'kaypak' kelimeden biraz, ne birazı bariz farkı var.

    ispiyoncu brütüslük yapar: sezar'ı öldürür, hakkını da vermez. fakat muhbir, sezar'ı öldürmesi gerekiyorsa bunu "sezar'ın hançerlenmesine müteallik kanun hükmünde kararname" ahkâmına uygun surette yapar. sezar'ın naaşını ortada komaz, naaştan kötü koku yayılmaz. muhbir işini steril biçimde yapar. ispiyoncu ise, haber verdiği kişi nezdinde bile 'yavşak'tır. kimse kendisine güvenmez. "bugün bu yüzden arkadaşını satan, yarın bir başka sebepten beni evleviyetle satar, ihaleye bile çıkarır" diye düşünür: self-defence.

    mahalle bakkalının camı indi(rildi)ğinde aşağı, aşağı bakıp hiçbir şey olmamış gibi yatağına geri dönmez muhbir. dönse dahi kendini uyku tutmayacağının ayırdındadır. ispiyoncunun ise zaten pozisyonu farklıdır. o, bakkalı soyarken muhbirin pencereden eşkallerini (çoğulun çoğulu) fark ettiğini fark ettiğinde (farkı fark etmek), suç ortağını ele vermek üz're karakola gider ve komiserin dizlerinin dibinde sahte gözyaşları dökerek masumiyet karinesini ispata girişir: fark budur!
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap