19 entry daha
  • markayla ilgili ilginç bir ayrıntıyı paylaşayım hemen. kellogg's farklı duyulara hitap etmenin marka bilinirliğini önemli ölçüde artırdığını fark etti ve bunun üzerine çalışmalar yapmaya başladı. çıtırtı ile tat bir araya geldiğinde ortaya çıkan sinerjiyi oluşturmak için yıllarca deney yapan firma, bu araştırma kapsamında danimarkalı bir müzik laboratuarıyla anlaşarak onun kahvaltı gevreğine özgü tam bir çıtırtı hissi üzerinde uzmanlaşmasını sağladı. tıpkı ürünün reçetesi ve logosunda olduğu gibi, özgül çıtırtısının da patentini almak ve tescil ettirmek istiyorlardı. bunun üzerine müzik laboratuarı yalnızca kellogg’s için tasarlanmış oldukça belirgin ve ayırt edilen bir çıtırtı sesi yarattı. bu sesin reklamlardaki geleneksel müzikten çok önemli bir farkı vardı. bu farklı çıtırtı sesi ve hissi yalnızca kellogg’sla özdeşleşiyordu; bu sayede, bir kahvaltı büfesinde büyük bir cam kaseden mısır gevreği alan herhangi birisi, markası belirsiz bu mısır gevreğinin kellogg’s olduğunu hemen anlayabilecekti. kellogg’s kendine özgü benzersiz çıtırtısını piyasaya sürünce, markası hızla yukarılara tırmanmaya başladı. görme ve tatmayla sınırlı olmanın ötesine geçip, hitap ettiği duyuları, dokunma dahil, 4’e çıkararak, markanın algılanışına genişlik kazandırmış oldu. böylece 5 duyumuzdan bir tanesine daha seslenerek, marka platformlarını genişletmişlerdi.
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap