7 entry daha
  • kaç zamandır "yazıcam yazıcam" diyorum, kısmet bugüneymiş. gerçi bunda uzun süredir kayıp olmamın da etkisi var ama boşver gülüm.

    bu film -sonu hariç- süper olmuş. demoralize (bu kelimeyi kullanmayı seviyorum) batının "yakınlaşma yoksunu" bireylerinin "yabancılaşma sendromlarına" dair her türlü filmi seviyorum. hele hele o filmi başkaları sevmemişse daha çok seviyorum. en yakın örneklerinden birisi "lost in translation" olmuştu. bu tarz filmlere bir de ünlü yüzleri koyup sakin bir akış içinde debelenmelerini sağlayan yönetmenlere de hayranım, baştan belirteyim.

    bu film olmuş, nedenine gelince;
    gerçekten istediğin bir şeye bakarken gözün parlar, için kıpırdanır ya, kelebekler falan filan hani, onu göstermiş yönetmen ve senarist yahu. adamlar bir de öyle güzel oyuncu seçimi yapmışlar ki; tam bu iş için biçilmiş kaftan hepsi, inanamazsın. ya adamın gözü parlıyor ya, sinema efekti midir nedir bilmiyorum ama gözü parlıyor.

    sonuna gelince; daha etkileyici bir şekilde bitirilebilirdi ama o zaman da film gibi dururdu, gerçekten uzaklaşırdı. şu haliyle çok "gerçek", çok "komşu" duruyor.

    emmy ödülünü vermeyen na böyle olsun!!!
    siz de lütfen izleyin, izletin. beğenmeyen de şöyle olsun!!!

    (bak bak mesaj atıyor "emmy dizilere falan veriliyo yea" diye. ahaha, ya yürü git deli misin sopan mı eksik. sanki biz bilmiyoruz!!! altın küre'ye aday vermiş durumda haberiniz olsun: http://www.ntvmsnbc.com/id/25042925/ eheh)
    (emmy bile veririm ben buna... verdimse ben veririm)

    ilave(13.01.2010): türkiye'de gösterime "aklı havada" diye girecekmiş. sizi çok fena dövmek lazım. çok fena!!!
189 entry daha
hesabın var mı? giriş yap