1 entry daha
  • zat-ı muhterem'i tanımam etmem. marksist.org e-posta adresiyle bianet'e çıkıp mustafa sönmez'in şu yazısına kendince bir cevap vermiş. tabii, özgürlükçü insanlarız biz yapsın. ama:

    1- kendisi kurulan oluşumun üç ana meselede düşündüklerine katılmadığını "ama yine de oluşum içerisinde yer aldığını" belirtmiş.

    "fakat bundan sonrasında, eleştirilerin bir kısmı, sosyalist bir örgüt inşa ediliyormuş varsayımıyla hareket edilerek sürdürülüyor. yeni sol'un piyasanın yarattığı eşitsizliğe sınıfsal bir çözüm önermemesi, planlamadan bahsetmemesi ve avrupa birliği'nin (ab) bir yanını destekleyip bir diğer yanına karşı çıkması ile ilgili öne sürülenler, bu tip eleştirilere örnek gösterilebilir. sönmez bu söylediklerinde haklı. ben de bu üç ana meselede; sınıfsal çözümleri, planlamayı ve ab karşıtlığını savunuyorum. ve yeni parti girişimi, an itibariyle bu konularda radikal sol politikaları savunmuyor. ancak zaten aynı girişim, sosyalist veya devrimci olma iddiasında da değil. buna rağmen neden bu süreçte yer aldığımı daha sonra izah edeceğim."

    derken bir yandan da "ben, dünyayı anlamaya ve değiştirmeye çalışan bir devrimci olarak" cümlesiyle kendisini tanımlıyor. kendini bir devrimci olarak tanımlayan bir kişinin sosyalist ya da devrimci olma iddiasında olmayan bir girişimle ne işi olduğuna anlam vermeye çalışıyorum. henüz çıkamadım işin içinden, ümitliyim yine de...

    2- yine alıntılanan büyük paragrafın sonunda "neden bu süreçte yer aldığımı izah edeceğim" diyor, lakin herhangi bir izahat sunmuyor. eğer sunduğu "neden ihtiyaç var" ve "battle in seattle" başlıklı paragrafcıklarsa, kusura bakmasın hiç yeterli değil bu.

    3- "ingiltere'de respect, almanya'da sol parti, fransa'da yeni antikapitalist parti, portekiz'de sol blok, brezilya'da p-sol, seçimlerde önemli başarılar elde etti.

    tüm bu siyasi oluşumların ortak özelliği, hem güncel mücadelelerin içinde şekillenmeleri ve onların üzerine kurulmaları, hem de eski stalinist ve sosyal demokrat partilerin kimseye heyecan vermeyen örgüt yapılarından oldukça uzak olmalarıydı. yenilgi görmemiş; kadınların, azınlıkların, eşcinsellerin en ön saflarında yer aldığı bir genç kuşak; işçilerle çevrecileri, anarşistlerle devrimci marksistleri bir araya getiren örgütler inşa etti."

    bir anarşist olarak sormadan edemiyorum, bu partiler anarşistleri nasıl bir araya topladılar? mahno'nun fransa'da yazdığı platform metnini okumuş, kabul etmiş ve proleterya diktatörlüğünü de kabul eden bir anarşist olarak soruyorum bunu. nihilizmlerini anarşist sanan popüler kültür genci değilim. almanya ve fransadaki hakim hükümetler ve izlenilen politikalar da cabası. muhtemelen yeni sol bir parti de bu muhteviyattaki partilerin politikarıyla benzeşecektir diye düşünmek geliyor içimden. tabii öyle bir şey yok henüz ortada, gereksiz ithamda da bulunmayalım. ahh dsip yar dsip can dsip.

    4- bu zat kurulan partinin "ne bir sosyalist, ne de chp gibi merkez sol" olmayacağını söylemiş. bir liberaller kaldı -ki ufuk uras'a pek yakıştırılan bir tabir bu liberal- aklıma da başka bir şey gelmedi. hani 70'lerdeki gibi pratiğiyle bu toprakların teorisi oluşturabilen bir hareket mevcut da biz mi göremedik? kendisi, partinin ne olmadığından, olmayacağından çeşit çeşit cümlelerle bahsederken ne olacağına dair pek de fikir vermiyor.

    5- "uluslaarası para fonu (imf) ve dünya bankası'na karşı, dünyanın diğer yerlerindeki kadar militan mücadeleler burada yaşanmadı." demiş ya bir de. ulan! nasıl da karşılaştırmış göklere çıkarılan avrupa demokrasisiyle türkiye demokrasisini. sonra da bu cümleyi kurmuş. polis biraz daha utanmaz olsa adamın götüne cop sokacak türkiye'de, haberin var mı? militan mücadele verilmemişmiş.

    hani dedim ya tanımıyorum diye. tanımıyorum kendisini ama "dünyayı anlamaya ve değiştirmeye çalışan" elitist marksistlerin & solcuların & sosyalistlerin & devrimcilerin (kendilerini ne halt olarak tanımlıyorlarsa) hastasıyım doğrusu.

    ekleme: ekledim çıkardım.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap