12 entry daha
  • bu krizden önce türkiye'deki bankalar müşteriye zulüm merkezleriydi. habire sistem çöker, insanlar bekletilir, işlem yapılmaz, her şubede onlarca insan ayakta dip dibe bekleşir dururdu.
    günde 2 işlem yapmak için önce en ağır işleyen bankadan sıra numarası alıp ona 5 dakika mesafedeki daha az ağır (hızlı demeye dilim varmıyor) bankaya gidip oradan da sıra numarası alıp çıkıp 1 saat başka işler görüp az yavaş bankaya döndüğüm oradaki işim bitince de en baştaki bankaya döndüğüm böylece 4 saate 2 banka işlemi ve kendi işlerimi sıkıştırmış olmak gibi başarılara gark olmuşluğum vardır. ha bir de içeride her daim 50-60 sıra bekleyen kişi olduğu için şube kapıları 4.30, 4.40 civarı kapanırdı. sıra numaram olduğu halde beni içeri almayan banka görevlisiyle tartışmışlığım vardır. nedense o bankanın artık "yok" olmasına ve o görevlinin muhtemelen işsiz kalmış olmasına üzülemiyorum. bende bir ruhsuzluk var herhalde.

    bunun nedenini şimdi biraz daha iyi anlıyorum. o zamanki bankaların tek derdi hazine bonosundan bok gibi para kazanmak ve ensesi kalın müşterilerine para kazandırmaktı. kimsenin mevduat yatıran müşteriyi veya kredi alacak müşteriyi salladığı para işletme merakı yoktu. bir de bankaların kasalarından para alıp normalde kredi verilmeyecek kişilere piyasa rayicinin biraz üzerinde ödünç verip faiziyle geri alabilirse geri koymak veya bankayı ortaklaşa soymak gibi uygulamalar vardı. bir de "nereden buldun yasası"na karşı muafiyet sağlamak için "sen paranı bize yatır biz onu bir şekilde pür u pak ederiz" bankacılığı vardı. tabi bu dediklerimin hiçbir bankaların veznelerinde, şubelerinde olmuyor, yüksek rakımlı yönetim merkezlerinde, kapalı kapılar ardında gerçekleşiyordu. banka müşterileri de ne kadar büyüdüklerini göstermek için kullanılan sayısal bir reklam malzemesinden başka bir şey değildi. onların işlemlerine yetişmeye çalışmak da gereksiz bir para ve zaman kaybıydı. reklamlarda her şey güllük gülistanlık, şubeler ise maymunlar cehennemi... iyi oldu da bettı gitti çoğu. o beyaz yakalıların da çoğunun en azından bir süreliğine hayatı kaydı.

    bu tür dalavereye girmeyen, çok spesifik alanda çalışan bazı ufacık bankalar ise krizden sonra türkiye'nin en büyük bankası haline geldi.
56 entry daha
hesabın var mı? giriş yap