14 entry daha
  • sevimli bir çocuk değil,
    bir çok açıdan geleceğe dair sinir bozucu hatta.
    ama böyle olmasının sorumlusu da kendisi değil tabi.

    2-3 gündür hayatımızda bu küçük insan.
    yaşananları üzülerek seyrediyorum.

    o kadar kanıksamış ki "fakir"liğini.
    aslında o kadar ince ince işlenmiş ki,
    kızgın her şeye.
    kalbi kin tutmuş,
    gözlerindeki nefreti görmemek elde değil.

    izlediğimiz o videoda da durum aynı.
    sözüne geçiremeyen bir başkanın sınıfa çektiği aristokrasi ayarından rol kapıyor.
    tek sorun olarak atalay'ın isyanı gibi gözükürken araya giriyor ;
    "fakiriz biz! botum yırtık! babam inşaattan düştü! kalbim yanıyor!"
    ve konuyu vurucu bir finalle bağlıyor ;
    "bu yaptığınız insanlığa sığar mı !?"

    herkes burada kilitleniyor sonra.
    gizem'in gösterdiği resimden etkileniveriyor.
    bir sonraki başkanlık seçiminde bütün bunlar oy olarak geri dönecek.
    bunun için yeterince acı var ortada
    gizem de farkında bunun.

    hem suçluyu da buldu;
    sınıf arkadaşı atalay !

    bu gibi durumların sömürücüsü olmaya devam eden beyaz showa çıkartılıyor başkanı ile birlikte.
    orada da durum değişmiyor.

    durup dururken annesinin merdiven sildiğinden,
    o'na kardeşiyle yardım ettiğinden,
    1.katta oturan kadının para vermediğinden,
    dedesinin felç olduğuna kadar birçok şeyden bahsediyor.
    peki kendisine göre suçlusu kim?
    tabi ki biz!
    "gülmeyin haa" derken vurguluyor bunu.
    nefret ediyor hepimizden.
    alelade bir tatil sorusuna da cevabı hazır.
    tatil yapacak kadar paraları olmadığını büyük bir kızgınlıkla belirtiyor;
    "gitmiyycem!"

    içi asla soğumuyor ve vali de gazabına uğruyor gizem'in;
    "kalıbına tüküreyim o valinin! öğretmenime izin vermiyor! sıcacık evinde oturuyor!"
    burda bilinçsiz olarak soğuk olan evinin suçlusunu buluyor
    ama ezberletilmiş işte söyledikleri.
    giriş-gelişme-sonuç hep aynı.
    bu küçük insanı öğretmeni,
    ailesi,
    beyaz amcası alabildiğine sömüyor.

    gerçekten üzüntü verici.
    sebeplerini iyi görmek lazım.

    muhtemelen okuldan eve döndüğünde,
    çorbasını içerken öğlenden sonraki programları izliyor.
    ister istemez etkileniyor o fiyakalı ağlaklıktan.
    oradan duyduğu cümleleri de kendi hayatına yapıştırıyor.
    çünkü salyasümük sorulan sorular cuk diye oturuyor yaşadıklarına.
    alabildiğine hırslandırıyor o'nu.
    ve tabii ailesi de yardımcı oluyor böyle düşünüp,
    böyle uygulayarak kazanacağına,
    prim yapacağına.

    anne ağlıyor,
    baba isyan ediyor evde.
    eminim 6 çocuğun "rızkıyla gelse yeter"ine inanmış ebeveynlerini suçlu bulduğu an daha kötü olacak hayat o'nun için.

    hülasa gizemin yırtık botundan önce psikiyatri desteğine ihtiyacı var.
    umutlu olabilmesi,
    insanlar sevebilmesi,
    inanabilmesi için,
    atalay'ın yaşadıklarında hiçbir kabahatinin olmadığını anlayabilmesi,
    ve en önemlisi de büyüyünce o öğleden sonra yayınlanan programlara malzeme olmaması için.

    bu 9 yaşındaki çocuğun düşündürdükleri,
    üzdüğü mesele budur beni,
    ıslanmış ayakları değil.
132 entry daha
hesabın var mı? giriş yap