5 entry daha
  • pek fazla ilgimin olmadığı detaylarıyla da hiç bilmediğim bir konudur bu. kendimi uzun bir süre terazi zannedip başak olduğumu çok sonraları fark edecek derecededir bu ilgi. daha sonra öğrendim ki yükselenim de başakmış. akabinde baktım tabi hemen başak burcunun özelliklerine "bu bana uymuyor yea, terazi iyiymiş" dedim. özelliklerini taşımadığımı düşündüğüm bir burca mensuptum, zamanla değişen alışkanlıklarımın burcuma uyumlu olması şaşırtmadı değil ama ilgisiz kalmaya devam ettim. ta ki iki buçuk sene önce işe gitmek için kalkmış kahvaltı yapıyorken , zannedersem aralık ayıydı ve annem sabah kuşağı kadın programlarından birini açmıştı televizyonda. yıl sonu olması hasebiyle astrolog konuk, yeni yılda hangi burçları ne bekliyor onu anlatıyordu. kulak kabarttım ister istemez. ve sıra başak burcuna geldi. kadın iki buçuk sene boyunca başak burçlarını çok zorlu bir dönemin beklediğini söyledi. yuh dedim salladın bari az salla, iki buçuk sene ne demek. abarttılar iyice dedim, dedim de dedim yani utanmadan umutsuz profil çiziyordu.

    ve evet benim için kadın haklı çıktı. hayatımda görüp görebileceğim en berbat, en umutsuz, en fazla karamsar duygular içinde geçirilmiş koskoca bir 2.5 sene geçirdim. hayatımda ilk kez bu dönemde sürekli olmasa da antidepresan kullandım, ağladım, ağladım vs. ve bu sene yeni yıla girerken yeni yılda beni ne bekliyor diye bakayım dediğimde beni 2.5 sene öncesi o sabah programına götüren şeyi buldum. burcumda diyordu ki, sınavlar , zorluklar demek olan satürn gezegeni nihayet iki buçuk senenin ardından biz başakları rahat bırakıyormuş. ve terazi burcuna geçiyormuş, (şu anda geçmiş vaziyette dolayısıyla). herşeyin müsebbibi o satürn gezegeniymiş. son kez nisan-temmuz arası bi uğrayacakmış, sonra def olup gidecekmiş.

    ah satürn ah dedim, burdan terazilere hele hele yükseleni de terazi olanlara tavsiyem depresyona hazırlıklı olun.
89 entry daha
hesabın var mı? giriş yap