abdul kader keita

• on numaraları özel kılan ve bu derece sevilmelerini sağlayan; maçı izleyenlerin kafasındaki hareketi yapmasıdır. sahayı uzaktan gören seyirci; boş yeri görür ve oraya topun atılması gerektiğini düşünür. on numara top ayağına gelir gelmez topu oraya atar, seyirci keyiflidir. hem takımın en iyi oyuncusuyla aynı fikirde olmaktan dolayı gizice böbürlenir hem de böyle bir oyuncuyu izlemenin keyifli olduğunu düşünür. on numaralar sahayı kuş bakışı görüyor gibi hareket eder; ensesinde gözleri olduğunu yahut pas atarken-adam geçerken bir tuşa basıp radar ekranını açtığını düşünürsünüz.
  
  kader keita bir on numara değil, on numara gibi hareket etmiyor. izleyicilerle olan ilişkisi de on numaranın kurduğu ilişkiye benzemiyor. çünkü; top ayağına geldiği zaman hepimizi şaşırtıyor. bazen ne yaptığını, nasıl yaptığını anlamıyoruz. umutsuzca tekrar bekliyoruz. top keita'nın ayağına geldiği zaman hepimiz; ezel dizisindeki ali olup "noluyo lan" diyoruz. yalnızca izleyenler değil savunma oyuncuları da- ki top keita'nın ayağındayken hepsi birer izleyici- noluyo lan diyor. adamı geçeceği belli ama nasıl geçeceğini, topa nasıl dokunacağını, nasıl düşündüğünü kimse bilmiyor. matrix'teki neo gibi hareket ediyor, ezel'deki ramiz dayı gibi hareketin sonunu bir tek o biliyor. değişik ayak yapısı ve top kontrol şekliyle hiçbir numarayla tanımlandırılamıyor. ea sports ile konami sürekli futbol oyunlarını geliştiriyor. daha gerçek, daha canlı, daha civcivli oyunlar yapıyorlar. messi gibi top sürebiliyor, zlatan gibi yaradana sığınabiliyor, henry gibi sevinebiliyorsun..ama keita olamazsın, yapamazlar yeğen. keita gibi her seferinde değişik ve o ana kadar görülmemiş bir hareket yapabildiğin zaman futbol bitmiş, sanal futbol kazanmış demektir. keita son kaledir. numarası olmayan.