45 entry daha
  • yalnız burada önemli bir husus gözden kaçıyor sanki. bu söz söylenmişse, ki söylenmiş görünüyor, ekonomik bir tedbir olarak ya da yasaların uygulanması açısından söylenmiş değil; aksine uluslararası arenada ardı-sıra çıkan ermeni soykırımı onaylarının üzerine bir koz olarak söylenmiştir.

    tayyip erdoğan, bu kaçak ermeni nüfusunun türk ekonomisine verdiği zararı ortadan kaldırmak için bu sözü söylemiş olsaydı, biz yine burada hümanist bir gözlükle durum değerlendirmesi yapmak zorunda kalırdık. ancak burada, bana kalırsa ondan daha vahim bir durum söz konusu. burada doğrudan kaçak ermenilerin varlığı biliniyor olmasına rağmen, bugüne kadar bunun için hiçbir şey yapmamış olan hükümet, bu sefer onları bir koz olarak elinde tutmuş olduğunu beyan ediyor. bu bildiğiniz "adam olun, kafamın tasını attırmayın, yoksa adamlarınızı tepelerim" tavrıdır. madem elinde kaçak ermenileri tepeleyebileceğin yasaların var, onları işleterek ermenileri kovarsın. ama ilgili konuşmada bunu yapmadığını, zira türkiye cumhuriyeti'nin tavrının belli olduğunu söylüyorsun. bana kalırsa başbakanın bu tutumu, "ben hiçbir ermeninin ülkemizde kaçak olarak barınmasını istemiyorum" diyen herhangi birinin tutumundan daha sakıncalıdır. çünkü o, etiyle kemiğiyle fakir fukarayı bir siyasî rant malzemesi haline getirme cüretini göstermiş oluyor. almanya'da kaçak çalışan türk olduğunuzu düşünün. merkel diyor ki 'isteklerim yerine gelmezse, yarın kaçak türkleri ülkeden kovarım, şimdilik kovmuyorum ama kovabilirim'; gece-gündüz haberleri takip etmeye başlar ve kovulma ihtimalinizin gerçekleşeceği korkusuyla uykudan kesilirsiniz. bu kovulmaktan beter bir durum oluşturur. bir kere değil, sürekli ölmek gibi bir şey. tabi yokluk çekmeyene, gurbet nedir bilmeyene kolaydır bu tarz kararlar almak, al getir, as kes, gönder, sür bunlar basittir. malı yüklersin kamyona yollarsın değil mi? onun gibi sanki. ama işte insan faktörü devreye giriyor burada.

    yine ekonomi açısından bakalım. eğer gerçekten ekonomik tedbir niyetine bir şey yapılacaksa, o halde neden varlığından haberdar olunan bu kaçak ermeniler için bir şey yapılmıyor da, onlara kapıyı gösterme ihtimali bir olasılık olarak sunuluyor? hükümetin "biz kaçak ermenilerin varlığından haberdarız, canımızı sıkarsanız onları geri yollarız" tehdidini hem seçim öncesi iç siyasette hem de bu konuda sıkıştıran ülkelere karşı dış siyasette kullandığını düşünüyorum. kaldı ki başbakan ekonomiden hiç bahsetmiyor, konu doğrudan türk-ermeni ilişkileri. teyit edin:

    "...bizim ülkemizde 100 bin kadar vatandaşımız olmayan ermeni'nin bizde yaşamasına çalışmasına müsaade ediyorsak, bu da bizim bir yaklaşım tarzımızdır. ne denli barışa yönelik bir yaklaşım tarzı içerisinde olduğumuzu göstermesi bakımından önemlidir ama bunun karşılığını da bizim görmemiz lazım. eğer biz bunun karşılığını göremezsek herhalde biz de başımızın çaresine bakacağız."

    ama tekrarlıyorum, başbakan bunu ekonomik bir tedbir olarak sunsaydı, biz yine burada göçmenler ya da kaçaklar meselesinin, başta abd olmak üzere tüm büyük ülkelerde yapıldığı gibi, insanlık boyutunu tartışmaya açardık. gelişmiş platformlarda bırakın kaçak olmayı, göçmen olmanın kendisi bile tartışılırken bizdeki durumun hrant'la ya da ermenilikle de alâkası yok, olmamalı. kendi adıma konuşursam, söz konusu sloganlar karşısında ne gibi bir tavır takındığımı da ilgili başlıklardan teyit etmeniz mümkün.

    bunun yanında değil 100000, tüm ermenistan türkiye'ye aksa, aklı başında bir hükümetle ve tedbirlerle türk ekonomisine bir şey olacağını sanmıyorum. zaten bugüne değin ekonomiyle ilgili gelişmeleri kendimce takip eden biri olarak, bu kaçak çalışan ermeni nüfusunun türk ekonomisine zarar verdiğiyle ilgili en ufak bir şikayet işitmemiştim. şimdi bunu dile getirmek samimiyetsizlik olur. biraz kaavehane dili olacak ama kullanmadan edemeyeceğim, ayrıca burası yunanistan değil, türkiye. potansiyelini değerlendirebilen bir türkiye sadece kendisine değil, tüm civar ülkeleri bile besleyebilecek durumda. ha bu hamilik görevini üstlenmeli mi, onu tartışmanın yeri burası değil; sadece büyümeyi göze alan ülkelerin, bu gibi konularda dışlayıcı değil kucaklayıcı bir tavır sergilemesi gerektiğini anımsayalım, yeter.
104 entry daha
hesabın var mı? giriş yap