the blue
-
hayatıma damgasını vurmuş, ilk dinlediğim andan bu yana etkisini kaybetmeyen, eşsiz bir novembre albümü. normalde albüm olarak değil de tek tek parça bazında müzik dinleme alışkanlığım olsa da bu albüm her zaman istisna olmayı sürdürecektir. bu albümden herhangi bir parçayı tek başına dinleyemem ancak ve ancak bir bütün halinde, tüm parçaları, sırayı gözeterek dinlemeye el verir gönlüm.
büyüyü bozmak istemem, ne zaman o özel hüzünlü ve melankolik ruh haline büründüğümü fark etsem hemen yardımıma koşar. ilk parça olan anaemia'dan son parça olan deorbit'e kadar geçen sürede kafam rahatlar; ruhum ve bedenim arınır.
bütün o çığlıklar sanki benim yerime atılmaktadır...
tek kelimeyle bir şaheser.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap