6 entry daha
  • 12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu nasıl bir ironiyse ve bir kez daha our boys bu işin içindeyse, bugün bakıyorum da gazetelere gözüme başka bir benzerlik daha çarpıyor. elbette bu bir komplo teorisi, şu an için saçmalık ama geçen haftadan beri artarak devam eden garip(!) gelişmeler sonrası belki de sanıldğı kadar uzak değil. şu an kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyor. hepimiz şaşkın durumdayız ve doğal olarak herkes anlamaya çalışıyor. anlamak korkmaya karşı geliştirilmiş en değerli savunma... bilinmez korkunçtur ve korkmamak için anlamalı, anlamlandırmalıyız. insan anlamaya mecburdur yoksa inanır, inanınca da neler olduğu malum...

    1958'den itibaren dış desteğini kaybetmeye başlayan ve yeni kredi arayışları, sanayi hamlesi, çeşitli projeler ya da yaptıklarının diyetini yaşanmış tarihin aksine daha hafif biçimde geçirmenin yollarını arayan menderes sscb ile yakınlaşmaya başlamıştı. batı emperyalizminin her daim türkiye ve rusya yakınlaşmasına ne denli soğuk baktıkları bilinen bir gerçek. bu yakınlaşma o dönem vuslata ermeden olanlar oldu...

    2010 itibariyle erdoğan'ın putin'in rusya'sıyla yaptığı anlaşmalar bütün dünyanın dikkatini çekiyor. elbette amerika'nın bütün bunlara nasıl baktığı son derece merak uyandırıcı.

    http://www.hurriyet.com.tr/…et/14714605.asp?gid=286

    geçen haftadan beri baykal'ın şahsında chp'nin başına gelenler, tüm hafta boyunca üretilen komplo teorilerinden biri olan "iran'dan nefret eden amerika akp yerine chp'yi hazırlıyor" yorumları, tayyip'in ve yandaşlarının baykal'a garip bir biçimde destek verme çabaları, baykal'ın akp'nin on yldır elinde tuttuğu ve türkiye'de her zaman iş yapan "mağduriyet" ünvanını eline geçirmesi ve en önemlisi baykal'ın "pennsylvania" mesajıyla amerika'nın sevgili sığınmacısı fethullah'a göz kırpması...

    bunların yanında, 5 yıldır her türlü işte birleşmeye meyilli olan akp ve bdp(dtp)'nin anayasa görüşmelerinde yaşadıkları, bir süredir cemaat ve akp arasında yaşanan soğukluk dedikoduları ve en önemlisi akp'nin başlatmak konusunda icazet aldığı yerleri açılımın geldiği aşama itibariyle asla memnun edememiş olması.

    belki de zamanı dolan bir kez daha artık sovyet rusya olmasa da soluğu aynı yerde alıyordur, kim bilir?

    akp'nin kaybetse dahi elinde kalmaya devam edecek olan bir makamı var; cumhurbaşkanlığı. yeni yasaya göre kendisi mahkemelerin kadroları konusunda önemli bir yetkiye sahip olacak. bunun sonucunda elde edilecek güven durumu hükümetten düşecek akp'nin son umudu olabilir. aksi takdirde yıllardır öylesine rahat, umarsız biçimde padişahvari eylemlerde bulunan akp'nin başı açılacak davalarla çok fazla ağrıyacak. ağrımalı da...

    erdoğan'ın da dediği gibi belki de "ya bu yasa geçecek ve tarih yazacaklar" her şey tekrar güzel olacak onlar için ya da tarih olacaklar...

    rusya ile yakınlaşma stratejileri bir kez daha ülkenin başına gelmesinden son derece memnuniyetsiz olduğum birilerinin kişisel tarhilerinde önemli bir rol oynuyor olabilir. bunların tamamı dikkatimi çeken bir takım benzerliklerin olası sonuçları üzerine getirdiğim tahminlerdir.

    burada menderes'in başına gelen son ile erdoğan'ın da buna uygun bir kaderi olacak çıkarımı yapmadığımı belirtmeliyim. kesinlikle böyle bir şey olmasını istemem. sadece bu tarihsel dönüm noktalarının çakışmaları bir biçimde her ikisinden de zamanı geldiğinde vazgeçileceğini bildiğimiz karakterlerin günümüze ait olanının davranışlarının da son dönem yaşananlarla birlikte bu çıkarımı yapmamıza olanak sağladığıdır. fakat bu iki ülkenin iyi ilişkileri genel olarak ve istenen biçimde doğal, rutin yollarla değil de maalesef son bir kaçış noktası olarak görülmesi de ayrıca manidardır. günümüzün bu işe soyunan yüce başbakanı ise kendisine getirilen suçlamalar için yargılanmalı ve değil mi ki kendisi "ak" biri bundan da korkmamalıdır. bakalım rusya-türkiye yakınlaşması birilerinin tarih yazmalarına mı yoksa tarih olmalarına mı neden olacak?
426 entry daha
hesabın var mı? giriş yap