2 entry daha
  • gaziantep şehitkamilde bulunan benim de 331. kısa dönem olarak askerliğimi yaptığım yerdir. toplam 154 gün 155 gecemi burada geçirmiş birisi olarak hakkında bir kaç kelam etmeyi üstüme vazife gördüm.

    herşeyden önce burası hakkında yaygın olarak belirtilen "sürgün yeri" tanımlamasından bahsetmekte fayda var. tabi bu söylem daha çok askerler tarafından ortaya atılmaktaydı, ben orada bulunduğum süre içerisinde herhangi bir rütbeliden böyle bir iddia işitmedim. ancak bulunduğum taburda ve birlikte farklı illerden çeşitli sebeplerden dolayı (uyuşturucu madde, kavga, firar vb.) sürülen hatırı sayılır miktarda insanla tanışmışlığım vardır. bu nedenledir ki burasının sürgün yeri olduğunu düşünürüm ben de. ancak sürgün yeri etiketinden daha önemli olan konu bu tugayın fiziksel imkanlarındaki yetersizliktir bence. bi kere yemekleri çok kötüdür, hatta kötü bile değil iğrençtir. yani nimettir diyorum sövmeyim diyorum ama arkadaş bu kadar kötü yemekte olmazki. sanki özellikle yenmesin diye yapıyolardı yemekleri. bir de üstüne üstlük tugay komutanının her fırsatta yemekleri methetmesi vardır ki işte o zaman sövmek caizdir. bunun yanı sıra ben yemek yemesemde olur kantinden takılırım deme imkanınız da çoğu zaman bulunmaz burada. kantinler sizin faydalanabileceğiniz saatlerde ya kapalı olur ya da temizlik yapılması gerekir. dahası kantin açık olsa bile yiyecek/içecek bulma şansınız benim hesaplarıma göre sadece %11.8 dir. kantinciler de genel anlamda artist kişelerdir ve canları istemedikleri zaman satış yapmazlar çay demlemezler vs.

    burada karşılaştığım bir diğer problem ise mavcut banyo düzenidir. her bir taburun belli banyo günleri günleri vardı ve o günün akşamlarında 2 saat süreyle banyo yapabilme imkanı sunulurdu. ancak banyolar bakımsız ve yetersiz olduğu için hayli sıra beklemek gerekirdi. bunun yanı sıra her sabah saat 5:30 da ihtiyaç banyosu imkanı da vardı ancak bu, banyo görevlisi olan askerin keyfi ile de alakalıydı. kendisi istemediği zaman banyoyu açmaz ya da geç açabilirdi. zaten banyo görevlisi herif o kadar artistti ki ben ilk gördüğümde tugay komutanının banyoyla bizzat ilgilendiğini falan düşünmüştüm. ayrıca banyonun ayrı bir bina olarak düzenlenmiş olması özellikle kış aylarında zor şartları da beraberinde getirmekteydi. kış ayları demişken yanmayan kaloriferlerden de bahsetmeden geçmek olmaz tabi. soğuktan koğuşların içerisinde dahi ağzımızdan buhar çıktığı zamanlarda bile kaloriferler yanmamıştı. bir diğer önemli zorlukta her bölüğü kapsamamakla birlikte nöbet yerlerinin tabur binasına uzak olmasıdır. bu uzaklık yüzünden iki saatlik bir nöbet için yataktan çıkıp tekrar yatağa dönmenize kadar geçen süre 3,5-4 saat civarında olmaktaydı. gece 11-1, 1-3 ve 3-5 nöbetleri uykusuz geceler geçirmek için bire birdi.

    5. zırhlı tugayla ilgili kötü özellikler bu kadarla sınırlı değil tabi. seviyesiz komutanlar, sorunlu askerler, saçma sapan eğitimler, enteresan kurallar vb. birçok şeyden bahsedebilirim. tabi birçok kişi bunların askeriyenin genel problemleri olduğunu düşünebilir. ancak benim farklı yerlerde askerlik yapan yakınlarımdan ve arkadaşlarımdan duyduklarım 5. zırhlı tugayında bu gibi problemlerin daha fazla ve zorlu olduğunu gösteriyor.

    sonuç olarak kolay askerlik yoktur tabiki. ne kadar rahat yere giderse gitsin bi askerin mutlaka gün sayacağını düşünüyorum. ancak hiç bir askeri birlik insanı askerlikten soğutmamalı, 5. zırhlı tugayı ise bunu fazlasıyla yaptı ve öyle sanıyorum ki yapmaya devam ediyor.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap