2 entry daha
  • hasbarah, nlp yöntemleriyle olumlamaya odaklı dile çok özen gösterir. daha doğrusu, dünya yüzeyinde gücünün yettiği yerlerde ve bilgi ablukası altına aldığı ülkelerde (bkz: abd) bu steril dilden tavize geçit vermez. 31 mayıs 2010 gazze'ye yardım konvoyu saldırısının iletişim faaliyetlerinde de bu dil oyunlarının olanaklarından sonuna kadar yararlanılmıştır.

    medyayı taradığımda gözüme çarpıp aklımda kalan bazı örnekler:

    paint gun. türkçede boya tabancası anlamına gelen bu kelime, gerek online gerekse yazılı ve görsel ingilizce medyada israil komandolarının silahlarını tanımlamak için kullanılmaktadır. bu kelimeyi kullanarak, sanki bir şirketin haftasonunda takım ruhu eğitimi için ormanlık arazide zararsız paintball turnuvası pikniğine gittiği izlenimi verilmeye çalışılmaktadır. gece karanlığında bir gemiye operasyon yaparken en hafif yükle en yüksek vurucu gücü elde etme esnekliğini hedefleyen elit komandoların üzerinde, bütün techizatlarına ek olarak hareketlerini kısıtlayıcı boya tabancalarının ne işi olabilir?

    fence. türkçede çit* anlamına gelen bu kelime, israil işgali altındaki filistin topraklarını sarmalayan yüzlerce kilometrelik, 6 (altı) metre yüksekliğindeki beton duvarın yerine kullanılmaktadır. berlin duvar'ını utandıran, çin seddi'yle yarışan, derebey şatolarını hatırlatan o dev hapishane engeli, adına çit dendiğinde ne kadar masum hale geliveriyor, değil mi? sanki gül gibi geçinip giden bir mahallede üzerine çiçekler ekilen bir aksesuar gibi. bu duvarı tanımlamak üzere fence kelimesinin kullanılması yönünde bir sirküler, aipac tarafından abd medyasına dağıtılmıştır ve bir nevi direktif niteliğindeki bu kullanıma uymayanlar kendini kapının önünde bulacağını bilir.

    deportation ve expel*. ingilizce, sınırdışı etmek ve kovmak. yardım konvoyunda israil'in uluslararası sulardan alıp zorla kendi topraklarına soktuğu insanların salıverilmesi için israil hasbarah'sı kontrolü altındaki medyaya bu kelimelerin kullanımını dikte etmektedir. tabii ki bu kelimeler, israil'in ortada fiili durum yaratmak üzere hakikati tamamen çarpıtmaya yönelik bir gayretidir çünkü ancak kendi isteğiyle bir ülkenin topraklarına giren kişiler sınırdışı edilir veya kovulur. bir ülkenin kafasına silah dayayıp rehin alarak kendi topraklarına sürüklediği insanlar için kullanılması gereken uygun kelime ancak salıvermek (ingilizcesi, release) olabilir. bana soracak olsanız, özgürlüklerini iade etmek derdim mesela.

    mesela, siz bir çevrimiçi toplulukta bir israilli ile akıllı uslu, medeni bir tartışmaya girdiniz. bu israilli kelime seçimleri konusunda önceden eğitim aldığı/bilinçlendirildiği için onun seçtiği kelimelerle konuşmaya başladığınız anda, deplasmanda yani onun belirlediği kurallarla oynamayı kabul etmişsiniz demektir. (bkz: fait accompli) sinsilik, şeytanlık işte burada.

    sonuçta, bireyler ve küçük grupların ufukta beliren her krizde spontan olarak başlattığı ve bağımsız olarak yürüttüğü, grassroots hareketleri gibi görünen israil propaganda faaliyeti esas olarak astroturfing denen fenomenin en şahane örneğidir.

    örnekler çok ve gözümüze takıldığında buraya taşıyıp liste halinde bir külliyat oluşturmak yararlı olacaktır.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap