tekel işçileri

• spordan sorumlu devlet bakanı faruk özak, geçenlerde istanbul cevizli’deki tekel arazisine kondurulan spor komplekslerini inceleme gafletinde bulundu. ah, ne çok çalışmışlar, sermayeyi ihalelerle binbir kez ihya edip, güzelim istanbul’a görkemli bir spor tesisi daha kazandırmışlardı. fakat lanet ki, çok uğraşsalar da, avrupa şampiyonası’nı ülkeye getirmeyi başaramamışlardı; kader işte! olsundu, mevsimlerden yaz, istanbul ise dünya kültür başkenti’ydi. şimdi bu spor tesislerini yeniden düzenlemek gerekliydi...
  
  sermayenin spora ve arazilere bakanı, kaçırılan fırsatların kahrı, istanbul’u pazarlamanın heyecanlı umuduyla, spor tesislerinde gezinirken... eyvah! tekel işçileri!
  
  hatırladı! özelleştirilip sermaye için sporlaştırılmadan önce, burada bir fabrika vardı. içinde de işçiler... yoksa bu işçiler? eyvah!
  
  tütünü üst kurullaştırıp halletmişlerdi.. tekel’i lokma lokma ağızlarına layık... o güzelim arazileri lüplemişlerdi... bi de şu direniş biteydi, bitseydi artık, çok uzamıştı çünkü, başkoltuk bile ağzını bozmuştu sinirden... daha ne istiyorlardı artık? yangel yapıyor, para basıyorlardı... şu sendikalar da amma da uzatıyorlardı... ama onların da hakkını yememek lazım tabii, bu baldırıçıplakların bir gözü döndü mü...
  
  sermayenin spora ve arazilere bakanı “eyvah”lana dursun; “eyvah”, korumalarının yanına varmıştı bile. tekel işçileri, bakanla konuşmak istediklerini belirttiler. eyvah! “ahlah’tan” korumalar vardı, yoksa n’apardı!