20 entry daha
  • dünyanın öbür ucunda, memleketinden olabilecek en uzak noktalardan birinde yapayalnız geçen bir hayatta, o nefes alıp vermelerin devam edip etmeyeceğinin belirleneceği ameliyat masasına, üzerine siyah-beyazlı formasını giyip uzanmaktır beşiktaşlılık..

    beşiktaş "son arzu"dur. o forma da, yeri ve zamanı geldiğinde "kefen"...

    "sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun" cümlesini bir pankartın üzerinde bjk inönü'nün duvarına asan anlayıştır beşiktaşlılık.

    beşiktaş nesilden nesle taşınan bir "yaşam biçimi", bir "hayat anlayışı"dır. o forma da "kutsal emanet"...

    "siyah-beyaz, ölüm-yaşam" sloganındaki iddia ve "romantik realizm"dir beşiktaşlılık..

    beşiktaş kaderciliktir isyankarca. o forma da zıtlıkların uyumunun kanıtı...

    "tarihi zafer"in habercisi bir skorla biten ilk 45 dakikanın ardından, ikinci yarıda yaşanan dram sonrası hüsran ile biten maçın ardından, bir gece yarısı gittiği idman sahasının tel örgüsünün arkasından, futbolcusuna "ilk yarının sonunda yatağına götürüp uyuttuğum oğluma yarın sabah ben ne diyeceğim?" diye göz yaşları içinde sormaktır beşiktaşlılık.

    beşiktaş "söz"dür, "umut"tur, "duygu"dur. o forma da yeni sabahlara altında uyanılacak yorgan...

    "başarı için her yol mübah ise ben böyle başarıyı istemiyorum" diyebilmektir beşiktaşlılık.

    beşiktaş "başarı"ya tapmak değil, "dik durmak"tır. o forma da bedel ödemeyi göze alabilenlerin üniforması...

    şahıslara değil, renklere ve felsefeye olan aşktır beşiktaşlılık

    beşiktaş "takım sevgisi"nden öte, "ahlak anlayışı"dır. o forma da "moda" değil, "tarihi zenginlik"...

    rakipleri aşağılamak değil, saha içinde futbol, tribünde ise kıvrak zeka ve espri yeteneği ile kazanmayı ilke edinmektir beşiktaş.

    beşiktaş belden aşağı vurmadan mücadele etmektir. o forma da göğsündeki armanın tam ortasında duran liyakat nişanının hakkı verilerek ıslatılacak en nadide giysi...

    genel yozlaşmadan etkilenmemenin mümkün olmadığının farkında olarak, bu bozulmayı asgari seviyede tutabilmek için mücadele etme çabasıdır beşiktaşlılık.

    beşiktaş "direnmek"tir. o forma da ütüsü mümkün olduğunca az bozulsun diye üstüne titrenen kıyafet...

    emekle, alın teriyle kazanılan, ancak vakti zamanında tescil edilmemiş olan şampiyonluklarının yıllar sonra resmi kayıtlara geçirilmesi için yaptığı haklı hukuk mücadelesi rakipleri tarafından saptırılıp, yapılan sanki bir "yıldız kapma" yarışıymış gibi gösterilirken; formasındaki armanın üzerine konulacak olanla değil, o armanın kalbinde taşıma ayrıcalığına sahip olduğu "ay-yıldız" ile övünmektir beşiktaşlılık.

    beşiktaş "haksız kazanç", "haksız rekabet" değil; hakkını, olması gerektiği yollardan arayıp almaktır. o forma da onur mücadelesinin bayrağı...

    beşiktaş'ın, beşiktaşlılığın yukarıdaki tariflerini ancak bu ortak aşka gönül verenler tam manasıyla anlayabilir, hissedebilirler.

    "seyirci" ile "taraftar" arasındaki farkın ayrımında olmayanlar, bu yazıda yer verilen görüşleri "abartı" hatta "saçmalık" şeklinde bile değerlendirebilirler. zaten bu da doğal olandır, normal olandır.

    not: bu yazı, yıllar öncesinde okuduğumda inanılmaz etkileyen, yıllar sonra da okuyunca tüyleririmi diken diken eden bir yazıdır. yazarını maalesef ki hatırlamamaktayım, ama çok eski zaman da, forza besiktas'tan alıp arşivlemiştim bu güzel yazıyı.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap