2 entry daha
  • elbette propagandistlerin köhne buhranlarında kan ter içinde sayıklamalardır.

    12 eylül 2010 referandumuna ekilmiş tohumların, ucuz turuncu hortumlarla sulanışıdır bu. diktatöryal olarak adlandırılan kemalist bürokrasinin o rahat koltuklarında kimlerin oturduğu apaçık ortadadır. ve bu yasa teklifi ile yapılmak istenenleri görmemek için oldukça geniş bir ruhani fizyolojiye sahip olmak gerekir.

    askerin rolü, yargının rolü, sermayenin rolü rahatsız ediyor ise mevcut sistemde; 12 eylülde yapılacak referandumda "evet" diyecek olanları kötü bir süpriz bekliyor. zira mevcut değişiklik paketi ; pozitif ayrımcılık, kişisel veri gizliliği , askere sivil yargı yolunun ve 12 eylül darbecilerinin yargılanma yolunu açan garnitür maddeler ile makyajlanmaya çalışılmış , diktatörlüğün ağababasını kurmak için tasarlanmış maddelerden oluşmaktadır. dolayısı ile, yapılacak bu referandumu demokrasi yolunda eşi benzeri bulunmaz bir fırsat olarak gören kişiler, kendi elleriyle bir diktatöryal rejim kurmuş olacaklar.

    referandum'a evet propagandası dahilinde, azınlıklardan bahsedilir. azınlıkların haklarından vesaire. ancak oylamaya sunulacak yasa değişikliklerinde azınlıklara dair en küçük bir madde yoktur. yapılan hinliktir. cinliktir. adam kandırmaktır. kendileri kolay kandığından, insanları da kolayca kandırabileceklerini düşünmektedirler.

    2010 mini anayasa değişikliği paketi'ne dair sıkıntıları #19637677'da belirttik.

    elitizmden , sermayelerin rejim üzerindeki etkilerinden dem vurarak isyan eden, sistem ve savunucularının ense köklerine indirecekleri yumruk ile zafere ulaşmak isteyen arkadaşlar; nedense işçilerin toplu sözleşme haklarına dair yapılan düzenlemenin getireceği anti demokratik ve faşist uygulamadan bahsetmezler. işçilerin söz haklarının, grev haklarının, yargılanamaz biçimde ellerinden alınışı onları ilgilendirmez. çünkü onlar siyasi iradenin sermayesinden beslenirler.

    referandumun yanlışlarından bahsedildiğinde, yeter söz milletindir şeklinde slogan atan bu damızlık vatandaşlarımız, 12 eylül 82 anayasası'nın da bir referandum ile onaylandığını da bilirler. ancak onlara göre 82'de halkın üzerinde muazzam bir baskı vardır ve bu yüzden sağlıklı karar verememişlerdir. şimdi ise kimsenin telefonları dinlenmemekte, kimse geceyarıları evlerinden toplanmamakta, kimse üye olduğu siyasi oluşum nedeni ile çalıştığı iş yerinden atılmamakta, kimse yine üye olduğu siyasi oluşum nedeni ile hapislerde yatmamaktadır. tam anlamıyla bir demokrasi havası vardır memleketin üzerinde.

    hiç bir siyasi irade, kendinden emin olmadığı sürece referanduma gitmez. referandumun alt yapısı ve saha çalışması ergenekon ile, balyoz darbe planları ile ve savcıların teker teker toplatılması ile zaten yapılmıştır.

    tamamen siyasi iradenin avuçları içine bırakılmış bir yargı faşizmin , diktatöryal rejimin ağababasıdır.
    işte yaklaşık 10 senedir siyasi sermayeden beslenerek, birer damızlık ineğe dönüşenlerin diyet vakti gelmiştir. ve zafer elbette yakındır.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap