3 entry daha
  • büyük yatırım ve beklentiyle kıbrıs'ta inşa edilen otel. sonuçta bir girişimcilik örneği, birçok insan için ekmek kapısı, güzel bir gelişme...
    fakat tam bir iletişim faciasının, beceriksizliğin kurbanı oldular! neden mi? bakalım;
    24 temmuz'da yapılacak gala gecesi için jennifer lopez'i getireceklerini duyurdular. hürriyet'in ana sayfasına haber oldular, milyon dolarlar ödediler, günlerce yok efendim otelde şu kadar oda hazırladık, vay efendim terasa jakuzi yaptık diyerek medya coverage'larını artırdıkça artırdılar. buraya kadar sorun yok, gayet doğru, adam o kadar para verip jlo'yu getiriyor, sonuna kadar faydalanacak tabii, çok güzel.
    sonra bir anda rum lobisi çalışmaya başladı, jlo'ya protesto maili göndermeler, facebook'ta kınamalar, klasik yöntemler. amaç; insan hakları ihlali yapan bir ülkeye konser vermeye gitmesin jlo. senelerdir süren rum-türk itişmeleri işte uzatmaya gerek yok. ve sonuçta başardılar. jlo hanım resmi internet sitesinde türkiye aleyhinde resmi bir açıklama ile konseri iptal ettiğini açıkladı.
    işte cratos otel'in rezaleti de bu süreçte başladı. konser iptal olabilir, bu her organizasyonda olabilecek bir risk. kimse bunun için organizayonu yapan insanları suçlayamaz. ki bu davet yöntemiyle yürüyen bir organizasyondur, kimse de hak iddia edemez.
    ama bir ülkenin tanıtımına, turizmine bu kadar darbe vurmak tam bir rezalettir, ayıptır, suçtur!
    iletişimde "kriz yönetimi" diye birşey var bilmiyorum hiç duydular mı biliyorlar mı, bu tip durumlarda yetkili bir kişi marka adına kamuoyuna net bir açıklama yapar. bu hayati bir olgudur iletişimde. düzgün bir metin yazılır, mevzu bahis olay tüm ayrıntısıyla anlatılır (basınla paylaşılabilecek kadar ayrıntı tabii) ve vakit geçirmeden bir yetkili tarafından basın önüne çıkılarak aktarılır ya da servis edilir. bu şekilde çıkabilecek olumsuz haberlerin, oluşabilecek olumsuz imajın önüne geçilmeye çalışılır.
    peki cratos otel ne yaptı? bir tarafa çekilip çıkan haberleri, internette birbirini yiyen türkleri ve rumları izlemeyi tercih etti. nedeni çok basit; çünkü sadece şu an haber oluyor olmak umurlarında. cratos otel'in adının daha çok duyulması umurlarında da ondan.
    bu lobinin türkiye'ye ve türk turizmine verdiği zararı ne yapacağız peki? bu konuda herhangi bir planları var mı acaba? bu nasıl bir vurdumduymazlık, bu nasıl gaflet bu nasıl marka yönetimi?
    cratos otel'in yapması gereken, bu lobi başladığı anda resmi bir açıklamayla kamuoyunu bilgilendirmek, belki karşı lobi yapmaktı, belki ileri gidip bu süreçteki kamuoyu liderlerini otele davet edip ağırlamaktı. burada yapılabilecek en büyük hata sessiz kalmaktı ve kendileri de bunu yaptılar. bravo!
    konserin iptalinin ardından sessiz kalmak ise "iletişim kazası" konusunda fakültelere ders olabilecek bir başarısızlık örneğiydi. otelin genel müdürünün ağzından basına gönderilecek bir bülten bile bu süreci yumuşatabilecekken bunu bile yapmaktan aciz kaldılar. bu durumda zaman tüm kriz durumlarında olduğu gibi aleyhlerinde işledi ve artık söyleyecekleri her şey için çok geç oldu.
    sanıyorum şu anda kendileri oturup "süper yaa hem jennifer lopez'in parasını ödemekten kurtulduk hem de acaip reklam yaptık" diye düşünüyorladır. ama maalesef tüketici zihninde ve markaların yaşam döngüsünde gerçek bu değil. gerçek şu ki; kendileri henüz bebek bir marka iken büyük bir iletişim skandalına imza attılar, türkiye'nin imajına zarar verdiler, cratos markasını da en azından binlerce insanın gözünde "istenmeyen" konumuna soktular.
    türkiye'de sistem doğru bir şekilde işleseydi şu an turizm bakanlığı tarafından kınanmaları gerekirdi ama maalesef bu atalet içinde imkansız.
    sonuç ben şahsen bir iletişimci ve bir türkiye vatandaşı olarak cratos oteli kınıyorum. umarım ne yaptıklarını en azından fark ederler....
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap