18 entry daha
  • gerçekten dünyanın yeni yedi harikasına girebilecek güzellikte bir yer. efendim günlerden bir gün, ürdün'e seyahat etmeyi planladık bir kaç arkadaşla. tabi ki ilk durak petra'ydı
    az bulunur pembe taşların ince ince oyulmasıyla oluşmuş bir tasarım harikası bu şehir. daha önce petra'nın mağaralarında yaşayan, daha sonra bölgenin turistik hale getirilmesiyle bedevi köyüne yollanan bedevileri bol bol görüyorsunuz petra'da. biz de arif ve eşeği michael jackson ile tanışıp gezdik tüm şehri. arif bizi şehrin yollarında dolaştırdı bütün gün. eşeğinin adını neden michael jackson koyduğunu sorduk, sevdiği içinmiş.

    tepedeki manastırlara eşeklerle yolculuk edebiliyorsunuz ayrıca. şehirde epey yüksek bir tepede bulunan ve tepeye çıkınca israil sınırlarını gördüğünüz dik yamacı olan bir manastıra biz de eşeklerle çıkalım dedik ama gerçekten tırstık çünkü yükseldikçe yanımızdaki uçurumu daha çok hissetmeye başladık. neyseki eşekler yolu biliyordu yoksa bedevi çocuklarla kurabildğimiz iletişim bir yere kadardı. biz çıkarken güneş batmaya başlamıştı ve yanımızdan geçen diğer turistler bizi uyardılar, biz de aman canım biz yetişiriz dedik. yukardaki manzara gerçekten görülmeye değerdi. petra'yı gezmek için bol merdiven kullanmaya hazır olmak gerek. aşağı tabi ki yürüyerek indik. biz indiğimizde hava kararmış, şehrin girişine geri dönmek için kullanılan faytonlar bitmiş, bizim ulaşım için ellerine düşeceğimizi öngörmüş bedevi çocuklar bizi bekliyordu. hemen atladılar tabi sizi eşeklerle götürelim diye. biz de raconu bozmayıp pazarlık ettik, kabul etmediler. biz de sanki onlardan başka şansımız varmış gibi yürümeye başladık. nereye yürüyorsak, girişe yedi kilometre var ve yolu bilmiyoruz. neyse çocuklarla anlaştık sonunda. pazarlık gururumuzu bozmayıp indirim yaptılar. biz de onların eşeklerine bindik, her eşekte ikişer kişi ilerlemeye başladık.

    petra yolu güneş battıktan sonra sahiden muhteşemdi. gerçi arkadaki arkadaşlardan birinin arkasındaki bedevi bir anda lülülülülü etmeye başlayınca, eyvah bizimkini kesecekler herhalde desek de ( meğerse eşeği ters dönmüş ve geriye gitmeye başlamış) gökyüzünden yere kadar inen binlerce yıldızın çölün üzerinde parlamasını eşek sırtında izlemek aklımı başımdan aldı. o kadar ki arkamda oturan çocuk iki kere eşekten düşüp tekrar binmiş ve ben farketmemişim. günün sonunda karnımız aç, her yerimiz toz içinde, yorgun da olsak ve bu sanat eserini görüp yaşadığımız için çok mutluyduk.
201 entry daha
hesabın var mı? giriş yap