6 entry daha
  • "beni setreyleye adudan elden"

    türkünün, "her yüze gülen yar olmuş olmamış" mısrasından sonra (8. mısra), "hüseyin beyhude ah etme naçar" gelen versiyonunda, yukarıdaki mısra "adudan elden" şeklinde geçiyor, bazı yerlerde hatta "abudan elden" şeklinde.

    öncelikle, "abu" amasya-tokat-çorum yörelerinde günümüzde dahi "anne, büyük kız kardeş" manasında kullanılan bir kelime. olumsuz bir kelime kullanımı gerekiyor, ki bu "abu" değil.

    "adu"dan elden" şekli içinde derleme sözlüğe baktım, adu diye bir kelime sadece isparta'da bulunmuş sözlüğe girmiş, o da "mısır" manasında.

    o halde bu kelime büyük ihtimal anadolunun neredeyse her yöresinde "zehir" manasında kullanılan "ağu" olmalıdır diye düşünüyorum.

    ya da

    düşünüyordum,

    çünkü, türkünün bir de uzun versiyonu olduğu söyleniyor ve orada da:

    "dostun bir fiskesi dokunur cana
    adular taşını vurmuş vurmamış"

    diye bir bölüm var. eğer bu belirtilen 8 mısra da bu türkünün bir parçasıysa, ağu mantığı tamamen yatıyor, çünkü burada adu'nun bilerek kullanıldığı ve kesinlikle "taş atabilecek" kudrette olduğu (insan olduğu) gerçeği var.

    bu durumda, eğer türkünün böyle bir uzun versiyonu ve 8 mısrası daha var ise, "adu" derleme sözlüğe girmeyen ama anadolunun biryerlerinde düşman anlamında kullanılan bir kelime.

    türkü'nün kaynak kişisi kim bilmiyorum, ismail özmen'in alevi bektaşi şiirleri antolojisi 2. ciltteki kul hüseyin bölümünde de bu türküye yer verilmemiş üstelik. oradan da bulamadım. kul hüseyin ismiyle birisi 16. yy. diğeri 19. yy.'da yaşamış iki ayrı aşık var ve maalesef ikisi hakkında da yayın yok neredeyse. en kötüsü de ikisinin yazdıkları da birbirine girmiş durumda.

    edit: bir bilen (lika) gecemize güneş gibi doğup, küçük dünyamın gizemini çözdü, adu' arapça düşman anlamına gelen aduv'un türkçeye geçmiş haliymiş, yani bizim dilimizin döndüğü hali.

    türkiye türkçesi ağızları sözlüğünde de, "adöv" şeklinde geçmiş, kırşehir ve diyarbakır'da rastlanmış kullanımına.

    ışık, biraz daha ışık diye kapatıyorum.

    ekleme: aynali misket' heybesinden bizi biraz daha ışıklandırdı:

    adu sözcüğü özellikle malatya yöresindeki aşıkların demlerinde sık kullanılır. mücrimi, seyit meftuni vs...

    mesela,

    "...
    adular katlime (haydar) verse fermanı
    külüm savursalar etse harmanı
    bir aciz kulunum (ali ali) sende dermanı
    dönmezem ben senden imam hüseyin..."
    (seyit meftuni) (m.temiz, firkat albümü)

    "...
    sevgili dost ile pazar eyledim
    adular şehrinde hazar eyledim
    indim dost bağına nazar eyledim
    bülbül kan ağlıyor güller perişan..."
    (mücrimi)(m. temiz, dost ile demler albümü)

    muhabbetle...
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap