julian barnes
-
"seni seviyorum." önce bu sözcükleri bir rafa kaldırmalıyız;
dirseğimizle kırmak zorunda kalacağımız bir camın arkasındaki bir kutuya; bir
bankaya koymalıyız. onları bir tüp c vitamini hapı gibi ortalarda
bırakmamalıyız. bu sözler dilimize çok kolay gelirse düşünmeden
kullanabiliriz; dayanamayız. söylemeyiz deriz ama söyleriz. sarhoş oluruz ya
da yalnızlık hissederiz, ya da büyük ihtimale, düpedüz umutlanarak, bir de
bakarız o sözleri sarf etmişiz, kullanmışız, kirletmişiz. kendimizi aşık olmuş
ve uygun düşüp düşmeyeceğini sınamak için kullandık sanırız. söylediklerimizi
kulağımız duyana kadar ne düşündüğümüzü nasıl bilebiliriz? bırak bunları;
geçerli değil. bunlar büyük sözlerdir; onları hak ettiğimizden emin olmalıyız.
onları bir kez daha duy: "seni seviyorum."(i love you). özne, fiil, nesne.
özne sevenin kendini ifade eden kısa bir sözcük. nesne de özne gibi kısa ve
dudakları öpmek için gibi uzatarak söylenen bir söcük. "i love you." ne ciddi,
ne ağırlıklı, ne yüklü geliyor kulağa.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap