8 entry daha
  • haksızlığa uğrama potansiyeli barındıran bir saramago kitabı... haksızlığa uğrayabilir zira körlük'ten sonra görmek'i okuyunca ister istemez karşılaştırma yapıyor insan. e, bir yazar hayatı boyunca kaç tane körlük yazabilir ki..? daha önce körlük'ü okumadan bu romanı okuyanların ne düşüneceklerini merak ederdim ama doğrusu.

    körlük'te yönetilenlerin gözüyle yaşadığımız toplumsal kaos halini, görmek'te bu kez yönetenlerin gözünden görüyoruz. esasen bunun dışında bir benzerlik aramamak gerekiyor iki kitap arasında. körlük'te olan biteni görmemek yönetilenlerin gözüne bir beyaz perde indirmiş iken, görmek'te yönetilenlerin olup biteni görmeleri yönetenler için beyaz bir kabusa dönüşüyor. sonrasında burjuva liberal devletin hak, özgürlük ve toplum perspektifini deşifre ediliyor. hem de hiç yabana atılmayacak sertlik ve netlikte... hükümet edenlerin demokratik bir hakkın halk tarafından kullanımını nasıl terörizm olarak gördüklerini, bununla mücadele etmek için kendilerinin nasıl terör estirdiklerini, hatta metro istasyonu bombalayıp, yargısız infazlar yaptıklarını, polis gücünün kullanımını, hatta aslında liberal bir batılı demokrasi ile polis devleti arasındaki sınır çizgisinin ne kadar silik olduğunu anlatıyor kitap. bir de hep, halkın mutlu mesut yaşaması için devlete ve hükümete gerçekten gerek var mı sorusunu sorduruyor.

    eleştirilecek yanı yok mu? kitabı okumayı zorlaştıran gerçekten de karakterler arası bağlantıların zayıflığı gibi duruyor. serüvenini ya da kitaptaki olaylar içerisindeki seyrini merak edip, sonuna kadar izlemek isteyeceğiniz karakterler olmadığı için sarmıyor gibi görünüyor kitap. bir de politik bir eleştiri; kitabın hedefi batılı liberal demokratik devlet olarak belirlendiğinden, bir tür devlet-sivil toplum ayrışması gibi sergileniyor olaylar. hiç öyle sınıfsal bir perspektif falan beklenmemeli yani kitaptan. böyle olunca da devlet tarafındakiler mutlak kötü, karanlık ve siyah; sivil toplum ise mutlak iyi, aydınlık ve beyaz gibi sunulmuş oluyor. insanın kötülüğü problemini çok daha derinlerde aradığını bildiğimiz saramago için fazla şematik bir yaklaşım olmuş.

    son olarak, romanın dili ve üslubu körlük'ü değil de kopyalanmış adam'ı andırdı bana.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap