5 entry daha
  • dört tarafı surlarla çevrilidir, içine girdiğinizde ana rahmine dönme isteğinizi yok eden bir güven duygusuna kapılırsınız. göl tarafındaki surların çoğu harap olmuşsa da diğer taraflardakiler iyi durumdadır. kentin hemen yanıbaşındaki abdullahvahap tepesi'ne çıktığınızda enfes bir manzarayla birlikte surları daha rahat görebilirsiniz.

    herhangi bir yeri kazdığınızda alttan eski eserlerin fışkırması sebebiyle definecilik mevhumu baş göstermiş ve iznik yedi kattır efsanesi haklılık kazanmıştır. arkeologların ve jeologların sık sık kamp kurduğu bir kenttir. duvarlarından birinde kocaman bir leylek yuvası olan ve işgüzar belediye tarafından yapılan ahşaptan kapısıyla birlikte ayasofyayı gördükten sonra göle doğru inip iznik konsili'nin toplandığı, incil'in; matta, markos, luka ve yuhanna'ya ayrıldığı yeri görebilirsiniz.

    bereketli toprakları ve bol suyuyla uluslararası fabrikaların da (bkz: cargill) dikkatini çekmiş ve göl çevresi boyunca yavaş yavaş fabrikalar kurulmaya başlamıştır. özellikle amerikan firması cargill'ın kurulum aşaması, yargı tarafından defalarca kapatılması akabinde hükümetin (akp) amerika'dan gelen (g.w.bush) isteklerle kanunları değiştirip tarım arazisi tanımlarıyla oynayarak bu fabrikanın üretim yapmasına vesile olması ibretliktir. bütün fabrikalar arıtma tesislerinin kalitesinden bahsetse de göl hızla kirlenmekte bereketli topraklar hızla verimliliğini yitirmektedir.

    ayrıca ilçede üç adet yerel gazete çıkmakta, şu sıralar ise tüm gündemi iznik gölünün kirliliği ve yok olma sorunu oluşturmaktadır. halk ise misafirperver olmakla birlikte türk halkının karakteristik özelliklerini taşıyıp duyarsız bir kimliğe bürünmüştür.

    son olarak gezilmeli ve görülmeli, göl kenarında bir çay, artı bar'da iki bira içilmeli, güneşin batışında bir sigara tüttürülmelidir. insana hayat verdiği tecrübeyle sabittir.
135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap