5 entry daha
  • mücadele suresi'ndeki nesh olayı önemli ve çarpıcı.. http://www.kuranikerim.com/telmalili/mucadele.htm linkindeki elmalılı hamdi yazır tefsirinden okuyalım..

    ""ey iman edenler! peygamber ile gizli konuştuğunuz zaman..." bu âyet de özellikle resullullah (s.a.v)'ın meclisinde kendisine fısıltı ile bir şey arzetmek isteyenlerin adâbı hakkında nazil olmuştur.

    ibnü abbas'tan rivayet edildiğine göre, "bazı sahabiler, resulullah (s.a.v)'ın meclisinde kendilerini göstermek için lüzumlu, lüzumsuz fısıltı ile ona bir şeyler arzetmeğe kalkıyor ve bu, gittikçe çoğalıyordu. hz. peygamber de, lütuf ve hoşgörüsü sebebiyle hiç birisini reddetmiyordu. işte bu yüzden söz konusu âyet indirildi." katâde'den yapılan rivayete göre de, "zenginler peygamber'in huzuruna geliyorlar ve sık sık dilekte bulunarak mecliste fakirlere galebe ediyorlardı. hz. peygamber (s.a.v) de bunların çok oturmalarından ve çok fısıldaşmaya kalkışmalarından sıkılıyordu. işte bunun üzerine bu âyet indirildi. "böylece buyuruluyor ki: ey iman edenler peygamber'e bir şey fısıldamak istediğiniz vakit fısıltınızdan önce bir sadaka veriniz ki miktarı ne olursa olsun bu suretle bir sadaka verilmesi sizin için hayırlıdır. muhtaçları sevindirecek ve size sevab kazandıracak bir hayırdır. hem de daha ziyade bir temizliktir ve peygamber'den dilekte bulunmak hususundaki niyetlerin samimiyetine, mallarınızda fakirlerin gözlerinin kalmamasına ve ahlâkın berraklaştırılmasıyla hayır ve iyilikleri âdet edinmeye sebeb olur. şayet bulamazsanız sadaka vermeye gücünü yetmezse o halde de allah, gafûr'dur rahim'dir. öyle sadaka veremeyecek olan fakirlerin de fısıltı ile istekte bulunmasına izin verir. burada gafûr isminin zikredilmesi, emrinin ibâha değil vücub ifade ettiğini göstermektedir. şunu da unutmamak lazımdır ki, resulullah kendi adına hediye kabul ederdiyse de, sadaka kabul etmezdi. hatta şunu da belirtmek gerekir ki peygamber (s.a.v)'in aile fertlerinin bile sadaka ve zekat almaları haramdır. onun için burada verilmesi emredilen sadakadan maksad, lüzumuna göre fâkirlere sarfedilmek üzere verilen sadakadır. nitekim nisâ sûresi'nde "onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yoktur. ancak bir sadaka verilmesini, yahut bir iyilik yapılmasını yahut da insanların arasının düzeltilmesini isteyenlerin fısıldaşması başka. kim allah'ın rızasını elde etmek için onu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz." (nisâ, 4/114) buyurulmuştu. bununla beraber burada emrolunan sadakanın vücûbiyyeti, çok geçmeden bundan sonra gelecek olan âyet ile nesh edilmiştir.

    hakim, ibnü münzir, abd b. humeyde ve daha başkalarının yaptıkları rivayette hz. ali şöyle demiştir: "allah'ın kitabında bir âyet vardır ki, onunla benden evvel kimse amel etmediği gibi, benden sonra da kimse amel etmeyecektir. bu âyet, "necvâ ayeti"dir: yanımda bir dinar vardı onu on dirheme sattım. peygamber (s.a.v)'den her ne zaman bir dilekte bulunduysam o fısıltıdan evvel bir dirhem sadaka verdim. daha sonra da o âyet neshedildi, (yürürlükten kaldırıldı) artık kimse onunla amel etmedi, âyeti indirildi."

    13. fısıltınızın önünde sadakalar vermekten korktunuz öyle mi? bu âyetten anlaşıldığına göre, demek ki ondan sonra bir iki sadaka veren olmuşsa da, fazla olmamış, böylece fısıltı hevesinin arkası kesilmişti. yani sadaka vermekle fakirliğe düşeriz diye korktunuz, fısıltıyla konuşmadan önce çok sadaka vermediniz de dileklerinizden vazgeçtiniz değil mi? madem ki yapmadınız yapabileceğiniz halde yapmadınız allah da size tevbe ile nazar buyurdu. kusurunuzu affedip yine sadaka vermeksizin peygamber'den dilekte bulunmanıza müsaade etti. ........... "

    elmalılı hamdi yazır aslında her şeyi açık açık yazmış..peygamber meclisindeki fısıltıları kesmek amacıyla bir ayet iniyor,ama ayetin hükmüne hz.ali dışında kimse itibar etmiyor.ama kısa sürede de peygamber meclisindeki fısıltılar kesiliyor ve bu sebeple ayet yürürlükten kaldırılıyor..

    ancak bir insanın yapabileceği öngörüsüzlük ve toplumu yanlış yönlerdirip sonradan hatasını farkedip çark etmeyi allah'a yüklemek ve allah'ın böyle bir şey yaptırdığına inanmak en başta o'nu inkar etmek olacaktır..

    bazen gerçek gözümüzün önündedir, yeter ki görme niyetinde ol..'
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap