• kara kitap'in bu etkileyici bolumu zihnimde yer etmis, beni orhan pamuk hakkinda acabalara gark etmistir. soyledir ki: celal bey, uzun zaman once bir mektup almis. bu mektupda, berber oldugunu soyleyen bir okuyucusu "cok onemli bazi konularda" kendisi ile ayni dusuncelerde oldugunu "sezmis" ve ortak anlasma noktalari olarak gordugu bazi "ozel" ve "derin" konularda cemal'e sorular soracakmis. mektubu unuttugu siralarda bu zat aniden cikagelmis. geldigi zaman pek bir bicimsiz olup, sayfalarin baglanma vaktiymis ve cemal, berberin uzun uzun dertlerinden bahsedecigini, bu bitip tukenmez sorunlara neden yeterince yer vermedigini sorarak onu sikistiracagini dusunuyormus. basindan savmak icin baska zaman gelmesini soylemis. berber gelecegini daha onceden yazdigini soylemis ve zaten "baska bir zaman" vakti olmadigini eklemis. hemen cevaplandirabilecegi iki soru soracakmis: "kendiniz olmakta gucluk cekiyor musunuz?" tuhaf birseyin ve eglencenin yaklastigini hisseden ve etrafinda toplanan insan guruhunu hayal kirikligina ugratmamak icin celal "zekice" bir saka ile cevap vermis. berber dikkatle dinledikten sonra ikinci sorusunu sormus: "insanin yalnizca kendisi olabilmesinin bir yolu var mi acaba?" ilkine benzer bir sakadan sonra insanlarin gulusmesine bakan berber "zaten anlamistim!" diyerek cevap vermis ve arkasina bile bakmadan cikip gitmis. celal tabi ki berberi bir daha unutamamis.
    konu ile ilgili olarak patricia highsmith hanimefendinin de dedigi gibi: neseli ya da huzunlu, ya da dalgin ya da dusunceli ya da kibar olmak istiyorsan, bu durumlari tek tek butun ayrintilariylia oynaman gerekiyordu yalnizca.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap