1 entry daha
  • siyahengi

    bu kenti sen uyurken devireceğim üstüne.
    yatağını düzeltmek için kalktığında anlayacaksın
    öldükten sonra bile bana borçlu olduğunu...
    elbisesini çıkaracaksın aramızdaki tüm sevgi dolu ilişkilerin.
    çırılçıplak bir orospu gibi sokağa fırlayacak feryatlarımız...
    hiç(!) kimse ama hiç(!) kimse bu çığlığın nedenini merak etmeyecek.
    sabrını çöp tenekesine atıp ateşe vereceksin.
    mart kapısında kediler suratına tükürecek gecenin.
    yıkıntılarla dolu sokaklarda,
    eskimiş gönlüme sarılacaksın üşüyerek...
    kırgın
    kemirgen
    son meteliğe kurşun atan andropulos gibi barbar,
    bacak arasından yeni aşklar yaratabilen tanrılar gibi kısa saçlı
    ama fotojenik erkeklerle sevişeceksin...
    gözleri acemi bir istanbul aşığı onun.
    iz bilmez, yol bilmez şaşkın!
    ihtiyar otobüslere tutunsa midesi bulanır;
    müsait bir yerde inse bilmediği, boynunda taşıdığı namusu titrer.
    kırılır bilekleri parmak uçlarından kırk bin parçaya
    -senin yalnızca kırmızı ışıklarda yapabildiğin duraksamaların,
    onun kafasına geçirdiği kese kağıdı olur.
    kayar zaman ıslak asfaltınızdan!
    kayar da düşer,
    yıkılır istanbul! yıkılır üstünüze...

    ...
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap